Danıştay 4. Daire, Esas No: 2019/7458, Karar No: 2021/6390
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/7458 E. , 2021/6390 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7458
Karar No : 2021/6390
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, elde ettiği kâr payını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2015 yılı vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; davacının hissesinin bulunduğu şirketlere yapılan vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisi tarhiyatlarının dava konusu edilmeksizin kesinleştiği, anılan şirketler nezdinde kayıt dışı bırakılan bir kazancın bulunduğu hususunun tartışmasız olduğu, söz konusu kâr paylarının ortaklara dağıtılmadığı ve şirketlerin bünyesinde kaldığı iddiası da hukuken muteber bir belge ile ispat edilemediğinden, kayıt dışı bırakılan tutarların şirket ortaklarına gizli kâr payı dağıtımı olarak değerlendirilmesi suretiyle ilgili dönemde şirket ortağı olan davacı adına ortaklık hissesi oranında hesaplanan menkul sermaye iradı matrah farkı üzerinden tarh edilen tek kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacı ile ortağı olduğu ve kendisine kâr dağıtımında bulunduğu iddia edilen şirketlerin kişiliklerinin ve mükellefiyetlerinin ayrı olması, davacı adına tarh edilen gelir vergisi ile ortağı olduğu şirketler adına tarh edilen gelir (stopaj) vergisinin yasal dayanağının farklı olması, her iki tarhiyatta vergiyi doğuran olay olarak gösterilen kâr dağıtımının gerçekleşip gerçekleşmediği, dolayısıyla bu olaya dayanan vergilendirme işlemlerinin hukukiliği hususunun yargı mercilerince incelenmemesi karşısında, davacı adına yapılan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatının iptali istemiyle açılan bu davada, anılan tarh ve ceza kesme işlemlerinin hukuka uygunluğunun incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu, davacının ilgili dönemlerde elde ettiği bir kısım gelirlerini kayıt ve beyan dışı bıraktığının inceleme raporu ile tespit edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, kâr dağıtımı yaptığı iddia edilen şirketlerin yönetimine kayyum atandığı, şirketler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarının kendilerine tebliğ edilmediği, savunma haklarının kısıtlandığı, dava konusu cezalı tarhiyatın hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 1. fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği; 5. fıkrasında, “Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.” hükmü yer almaktadır.
Bölge İdare Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de, mezkur Kanun hükmünde ancak tahdidi olarak sayılan hususlarda verilen kararlar hakkında mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesi kararı verilebileceğinden, Bölge İdare Mahkemesince işin esası hakkında karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 09/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.