Danıştay 4. Daire, Esas No: 2018/3364, Karar No: 2021/8002

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/3364 E. , 2021/8002 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/3364
Karar No : 2021/8002

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Reklam Hizm. Ve Tic. A.Ş.’nin vergi borçları nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; istifa ile kanuni temsilcilik sıfatı kalmadığı ve sorumluluğunun sona erdiği, bu durumun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği 09/10/2013 tarihinden sonra davacının kanuni temsilci sıfatından bahsedilmesine hukuken olanak bulunmadığı, … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin 2013/10 dönemi ve sonrasına ait kısımlarında hukuka uyarlık, 2013/10 dönemi öncesine ait kısımları yönünden ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : 22/10/2012 tarihinde davacının istifa ettiği, sonrasında yetkisinin kalmadığı, ödeme emirlerinin usule ve yasalara uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI :Yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, davacının iddialarının yasal dayanaktan yoksun olduğu ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kanuni Temsilcilerin Ödevi” başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden tüzel kişiden tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür.
Buna göre, kanuni temsilcinin takip edilebilmesi için öncelikle asıl borçlu tüzel kişilik adına hukuka uygun olarak yapılmış bir vergilendirme bulunması, bu vergilendirmenin kesinleşmesi ve tüzel kişiden usulüne uygun şekilde aranmasına rağmen yerine getirmemesinden kaynaklanması borcun tamamı veya bir kısmının tahsil edilememiş olması, ayrıca söz konusu borcun kanuni temsilcinin üzerine düşen ödevleri yerine getirmemesinden kaynaklanması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 22/10/2012 tarihi itibariyle … Reklam Hizmetleri ve Tic.A.Ş.’deki görevlerinden ve yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği, şirket tarafından davacıya yazılan 22/10/2012 tarihli yazıda şirketten herhangi bir borcunun ve alacağının bulunmadığının bildirildiği, ayrıca … Aile Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile de söz konusu şirketteki davacıya ait hisselerin karar tarihinde davacı tarafından bedelsiz olarak …’e devrine, şirketin doğmuş ve doğacak vergi, sigorta ve üçüncü şahıslar nezdinde borçlarından davacının sorumlu tutulamayacağına karar verildiği ve kararın 05/12/2012 tarihinde kesinleştiği, 09/12/2013 tarih ve 8460 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilanla da tescil işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının istifa tarihinden sonra fiilen şirkette görev aldığına şirketi temsil ve ilzama ilişkin iş ve işlemler yaptığına dair bir tespitin bulunmadığı, … Aile Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile, karar tarihinden itibaren davacının şirketin doğmuş ve doğacak borçlarından sorumlu tutulamayacağı hükmedildiğinden, ödeme emri içeriği borç döneminde sorumluluğu bulunmayan davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, ayrıca Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde hisse devriyle ortaklıktan ayrılmanın ve buna bağlı olarak temsil yetkisinin sona ermesinin tescil ve ilânı, kurucu bir etkiye sahip olmayıp açıklayıcı mahiyette olduğundan, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan tarihi baz alınarak verilen Vergi Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Diğer yandan davalı idarenin kararın kabule ilişkin temyiz isteminin bila gerekçeyle reddi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Mahkeme kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir