Danıştay 3. Daire, Esas No: 2021/1523, Karar No: 2021/4201
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2021/1523 E. , 2021/4201 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1523
Karar No : 2021/4201
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : .. İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, yasa dışı ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğu yönünde tespitler içeren vergi tekniği raporunu done alan takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 ila 2013 yılları için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile 2010 yılının Ocak-Mart, Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül, 2011 yılının Ocak-Mart, 2012 yılının Ocak-Mart, Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül ve 2013 yılının Ocak-Mart, Nisan-Haziran dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı geçici verginin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki saptamaların dava konusu dönemlerde süreklilik arz edecek şekilde faiz karşılığında borç para verdiğini ortaya koyduğu, söz konusu vergi tekniği raporunun takdir komisyonuna done teşkil edecek verilere ilişkin kısmında, tefecilik faaliyeti kapsamında verilen borç paralara ilişkin olarak net bir faiz oranı ve vadenin tespit edilemediği, dolayısıyla davacının elde ettiği gelirinin de belirlenemediğinin ifade edildiği, takdir komisyonunca, vergi tekniği raporunda borç verme kapsamında olduğu belirlenen tutarlarının tamamının gerçeğe en yakın biçimde ve ticari teknik icaplara uygun hiç bir faiz oranı uygulanmaksızınn doğrudan faiz geliri sayılması suretiyle takdir edilen matrah esas alınarak yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı, gerekçesiyle cezalı vergiler kaldırılmıştır.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinin 1. bendinde Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları kurala bağlanarak idari yargılama usulünde re’sen araştırma ilkesi benimsenmiştir. Bu ilke uyarınca idari yargı yerleri, uyuşmazlık konusu olayı hukuki çözüme kavuşturma açısından her türlü inceleme ve araştırmayı yapma, iddia ve savunmalarda ortaya konulan hususlara ilişkin bilgi ve belgeleri isteme ve inceleme yetkisine sahiptir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki saptamaların dava konusu dönemlerde süreklilik arz edecek şekilde faiz karşılığında borç para verildiğini ortaya koyduğu, söz konusu vergi tekniği raporunun takdir komisyonuna done teşkil edecek verilere ilişkin kısmında tefecilik faaliyeti kapsamında verilen borç paralara ilişkin olarak net bir faiz oranı ve vadenin tespit edilemediği, dolayısıyla mükellefin tefecilik faaliyeti nedeniyle elde ettiği gelirinin de belirlenemediğinin ifade edilerek matrahın takdir komisyonunca belirlenmesinin istenildiği, takdir komisyonunca ise vergi tekniği raporunda borç verme kapsamında olduğu belirlenen tutarlarının tamamının faiz geliri sayılması suretiyle matrah takdir edildiği anlaşılmıştır.
Gerçeğe en yakın biçimde ve ticari teknik icaplara uygun bir faiz oran araştırılıp matrah tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken 2577 sayılı Kanun’un 20. maddesinin aradığı anlamda inceleme yapılmadığı sonucuna varıldığından Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.