Danıştay 10. Daire, Esas No: 2019/6634, Karar No: 2021/4864

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/6634 E. , 2021/4864 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6634
Karar No : 2021/4864

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Bakanlığı (…Kurumu)
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …
1. Hukuk Müşaviri Av. … , Av. …

MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : Davacılar tarafından, müşterek çocuklarının sepsis ve ağır dehidrasyondan vefat etmesi ile sonuçlanan olayda sağlık görevlilerinin ihmali dolayısıyla idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık anne için 1.000,00 TL (miktar arttırımı ile 25.573,17 TL) maddi, baba için 1.000,00 TL (miktar arttırımı ile 18.507,14 TL) maddi ve her biri için 35.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 44.080,31 TL maddi, 70.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, …İdare Mahkemesi’nce, davacı …’ın 25.573,17 TL maddi, 35.000,00 TL manevi, davacı …’ın 18.507,14 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 44.080,31 TL maddi tazminat, 70.000,00 TL manevi tazminatın merciine tevdi tarihi olan ve idareye başvuru tarihi olarak kabul edilmesi gereken 29/04/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesi yolunda verilen …tarih ve E:…K:…sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın süresinde açılmadığı, ceza yargılamasında alınan Yüksek Sağlık Şurası raporu ile eylemin idariliğinin öğrenildiği, ceza davasında verilen kararın 13/09/2011 tarihinde kesinleştiği bir yıl içerisinde davanın açılmadığı, tazminat hesaplamasında esas alınan kriterlerin hukuka aykırı olduğu, faizin karar tarihinden itibaren işletilmesinin yerinde olmadığı ve manevi tazminata faiz işletilmemesi gerektiği, söz konusu hususlar nedeniyle kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyize konu Mahkeme kararının, hükmolunan tazminata yürütülen yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na Ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na Ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı’nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, kabulüne karar verilen maddi tazminat tutarına işletilen faizin başlangıç tarihi dışındaki kısımlar yönünden incelenmesi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın kabulüne karar verilen maddi tazminat tutarına işletilen faizin başlangıç tarihi dışındaki kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, kabulüne karar verilen maddi tazminat tutarına işletilen faizin başlangıç tarihine ilişkin kısım yönünden incelenmesi:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye başvuru yapılmışsa yapılan başvuru tarihi, idareye başvuru yapılmadan adli yargıda dava açılması halinde ise adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, dosyada miktar arttırımı söz konusu ise, dava dilekçesinde yer alan miktarlar için idareye başvuru tarihinden, miktar arttırımı yoluyla arttırılan miktarlar için ise miktar arttırım dilekçesinin idarenin kaydına girdiği tarihten faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Somut olayda davacılar tarafından olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte tazminatın ödenmesi talebinde bulunulduğu, Mahkeme kararında ise dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarı ile miktar arttırımı dilekçesi ile arttırılan tazminat miktarı açısından ayrım yapılmadan davacılar lehine hükmedilen tazminatın, merciine tevdi kararı üzerine dilekçenin davalı idareye tebliğ tarihi olan 29/04/2014 tarihi itibarıyla işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verildiği görülmektedir. Dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat ile manevi tazminata merciine tevdi kararı üzerine dilekçenin davalı idareye tebliğ tarihi olan 29/04/2014 tarihinden, miktar arttırım dilekçesi ile artırılan kısım yönünden ise söz konusu dilekçenin idareye tebliğ tarihi olan 09/11/2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmektedir.
İdare Mahkemesince, verilen gerekçeli kararın hüküm fıkrasının “44.080,31 TL maddi tazminat istemi ile 70.000,00 TL manevi tazminat isteminin kabulüne, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına, merciine tevdi kararı üzerine dilekçenin davalı idareye tebliğ tarihi olan ve idareye başvuru tarihi olarak kabul edilmesi gereken 29/04/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine” ilişkin kısmının, “44.080,31 TL maddi tazminatın, miktar artırımı dilekçesi öncesi istenen 2.000,00 TL’lik kısmının merciine tevdi kararı üzerine dilekçenin davalı idareye tebliğ tarihi olan ve idareye başvuru tarihi olarak kabul edilmesi gereken 29/04/2014 tarihinden itibaren, miktar artırımı dilekçesi ile arttırılan 42.080,31 TL’lik kısmının ise miktar artırımı dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 09/11/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin davanın esası yönünden reddine, miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısmın faiz başlangıç tarihi yönünden kabulüne,
2. Davanın kabulü yolundaki …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasının “…TL maddi tazminat istemi ile …TL manevi tazminat isteminin kabulüne, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına, idareye başvuru tarihi olarak kabul edilmesi gereken 29/04/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine” ilişkin kısmının, “…TL maddi tazminatın, miktar artırımı dilekçesi öncesi istenen …TL’lik kısmının idareye başvuru tarihi olarak kabul edilmesi gereken 29/04/2014 tarihinden itibaren, miktar artırımı dilekçesi ile arttırılan …TL’lik kısmının ise miktar artırımı dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 09/11/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/10/2021 tarihinde davalı idarenin esasa ilişkin temyiz istemi yönünden oy birliğiyle, faiz başlangıcına ilişkin temyiz istemi yönünden oy çokluuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Miktar arttırım dilekçesi ile arttırılan maddi tazminat miktarı için işleyecek yasal faizin merciine tevdi kararı üzerine dilekçenin davalı idareye tebliğ tarihi olan 29/04/2014 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğinden, Mahkemece verilen kararın, yasal faiz başlangıcına ilişkin kısmının hukuka uygun olduğu, bu nedenle kararın onanması gerektiği oyuyla yasal faiz başlangıcı yönünden aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir