Danıştay 10. Daire, Esas No: 2016/3303, Karar No: 2021/4610

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2016/3303 E. , 2021/4610 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/3303
Karar No : 2021/4610

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Birliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, …Asliye Hukuk Mahkemesinde …, …ve …değişik iş esasına kayıtlı delil tespit davalarına konu olan Konya İli, Çumra İlçesi, …Mahallesinde bulunan fasulye ekili taşınmazlara, davalıya ait sulama kanallarından meydana gelen su sızıntısı ve taşması sonucu ekili ürünün zarar görmesine karşılık olarak 59.661,00 TL, bu taşınmazlardaki ekili ürün sebebiyle alınacak 1.770,00 TL destekleme tutarı ve anılan dosyalarda yapılan masraf karşılığı olarak 2.608,00 TL olmak üzere toplam 64.039,00 TL’nin dava tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalı idareden tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince; Ova Sulama Tesislerinin …Mahallesi mevkiinde bulunan ve davacının taşınmazına su taşırdığı iddia edilen sulama kanalının ve 2014 yılı sulama dönemi içerisinde olması gereken ile fiilen kanala bırakılan suyun debisinin, teknik gerekliliklere uygun olup olmadığı hususlarının saptanabilmesi için uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı, 21/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazların yüzeyinde görülen su fazlasının kanalın bakımsız olmasından kaynaklandığı görüş ve kanaatlerine yer verildiği, bilirkişi görüş ve değerlendirmeleri dikkate alındığında, davacı tarafından ekili taşınmazların yanından geçen ve davalı idarenin bakım ve sorumluluğunda bulunan sulama kanalına periyodik bakımının yapılmamasına rağmen fazla su verilmesi sonucunda taşmaya sebebiyet verildiği hususu sabit olduğundan, söz konusu taşma nedeniyle davacı tarafından ekili üründe meydana gelen zarara, davalı idarenin hizmet kusurunun yol açtığı sonucuna varıldığı, …Asliye Hukuk Mahkemesinde …, …ve …değişik iş esasına kayıtlı delil tespit davaları kapsamında mahallinde yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan ve hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporlarında zararın 59.661,00 TL hesaplandığı, davacıya çiftçi kayıt sistemi üzerinden toplam 3.846,00 TL destekleme ödemesi yapıldığı bildirildiğinden, uyuşmazlığa konu taşınmazlardaki ekili ürün sebebiyle alınacak 1.770,00 TL destekleme tutarının tazminine olanak bulunmadığı, adli yargı makamınca delil tespit davalarında toplam 2.110,20 TL tespit yargılama gideri yapıldığı bildirildiğinden, anılan tutarı aşan yargılama giderinin tazmini talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle tazminat isteminin 61.721,20 TL’lik kısmının kabulüyle anılan tutarın işbu davanın açıldığı 10/09/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, geriye kalan 2.317,80 TL’lik kısmının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu zararın, davacının var olan toprak drenajlarını ortadan kaldırması nedeni ile oluştuğu, eksik bilirkişi incelemesine dayalı raporlar üzerinden karar verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; Konya İli, Çumra İlçesi, …Mahallesindeki taşınmazlarında fasulye ekmek suretiyle tarımsal faaliyette bulunan davacının, sulama kanalı kaynaklı taşma sonucunda taşınmazlarında meydana gelen zararın tespiti istemi üzerine, …Asliye Hukuk Mahkemesinin D.İş …, …ve …sayılı dosyalarında düzenlenen 03/06/2014, 18/07/2014, 21/08/2014 tarihli bilirkişi raporlarında; zararın, taşınmazların güneyinde bulunan su kanalındaki su seviyesinin, taşınmazların zemin seviyesinden yüksek olması sonucu kanaldaki suyun tespit konusu taşınmazlara sızması nedeniyle oluştuğunun tespit edildiği, 41.707,11 m2’lik alanda bulunan fasulyelerin aşırı suya maruz kalması neticesinde tamamen kuruması ve 27.357 m2’lik alanda bulunan fasulyelerin %50 verim kaybetmesi nedeniyle toplam 59.661,07 TL zarar hesaplandığı, davacı tarafından, hesaplanan bu tutara ek olarak 2.608,00 TL tespit masrafları ile ürünler zarar görmeseydi alınacak olan 1.770,00 TL destekleme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle 10/09/2014 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Olay tarihinde yürürlükte olan haliyle 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Vazife ve Salahiyetler” başlıklı 2. maddesinin (b) bendinde “Sulama tesislerini kurmak, sulama sahalarında mevcut parsellerin tamamını veya aksamını gösterir harita ve planları yapmak veya yaptırmak ve icabı halinde kadastrosunu yaptırmak”; (g) bendinde de “Yukardaki fıkralarda yazılı tesislerin (Çalıştırma, bakım ve onarım dahil) işletmelerini sağlamak”, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmış; 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu’nun “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı; ülkenin su varlık ve kaynaklarının rasyonel kullanımı maksadıyla umumi sulardan faydalanmak üzere Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilmiş veya halen inşa edilmekte olan ya da inşa edilmesi planlanan sulama tesislerini gayelerine uygun şekilde kullanmak, işletmek, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün onayını almak suretiyle işlettirmek, bu tesislerin bakım, onarım ve yönetim sorumluluğunu yürütmek, tesisi geliştirmeye yönelik yeni projeler yapmak, yaptırmak veya tesisi yenilemekle görevli sulama birliklerinin kuruluşu, organlar ile görev ve yetkilerini düzenlemek” olduğu belirtilmiş; “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin (e) bendinde, devir; “DSİ tarafından inşa edilmiş veya halen inşa edilmekte olan ya da inşa edilmesi planlanan sulama maksatlı tesislerin işletme, bakım, onarım ve yönetim sorumluluğunun, DSİ ve birlik arasında imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca birliklere devredilmesi”; (i) bendinde, su kullanıcısı, “Görev alanında sulama yapan veya yapacak olan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmış; “Birliğin görev alanı ve çalışma konuları” başlıklı 3. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde de, “Görev alanı içerisinde yer alan tesislerin işletme, bakım, onarım, yönetim ve yenileme hizmetlerini usul ve esaslarına uygun olarak yapmak” sulama birliklerinin görevleri arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince; Ova Sulama Tesislerinin …Mahallesi mevkiinde bulunan ve davacının taşınmazına su taşırdığı iddia edilen sulama kanalının ve 2014 yılı sulama dönemi içerisindeki olması gereken ve fiilen kanala bırakılan suyun debisinin teknik gerekliliklere uygun olup olmadığı, taşmanın nedeninin Ova Sulama Birliğinin söz konusu tarımsal bölümü bakımsız bırakmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, kanalların genişliği ve kilometrelerce uzunlukta olması dikkate alındığında betonla kaplanmasının mümkün olup olmayacağı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün kanalın betonla kaplanması veya bakımı konusunda sorumluluğunun olup olmadığı hususlarının saptanabilmesi için mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 21/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda; kanalda meydana gelen taşmanın büyük bir ihtimalle kanalın bakımsız olmasından kaynaklandığı, sorumluluğun Ova Sulama Birliği’nde olduğu, taşmanın Birlik tarafından yapılan toprak setlerin davacı tarafından yok edilmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda taraflarca yeterli açıklama yapılmadığından kanaat oluşturulamadığı, toprak setlerin yapım amacı ile hangi bölge ve konumda yapıldığının da belirli olmadığı görüşlerine yer verildiği; davalı Ova Sulama Birliği tarafından rapora karşı sunulan itirazlara ilişkin 05/02/2016 tarihli dilekçede ise, davacının drenaj kanallarını daha rahat sulama yapabilmek amacıyla düzleyerek söz konusu zararın artmasına sebep olduğunun ileri sürüldüğü, nitekim bilirkişi raporunda da taşınmazlarda meydana gelen zararın artmasında drenaj kanalların yetersiz oluşunun ve tarla içi drenajının bulunmamasının etkili olduğunun belirtildiği, buna rağmen raporda davacının söz konusu zararın meydana gelmesinde veya artmasında kusurunun bulunup bulunmadığı, kusuru varsa hangi oranda kusurlu olduğu hususu açıklığa kavuşturulmaksızın doğrudan idarenin hizmet kusurunun kabul edildiği ve Mahkemece de söz konusu raporun hükme esas alındığı görülmektedir.
Buna göre, Mahkemece yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınması ya da yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeniden rapor alınması suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna istinaden verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, sulama kanalının işletme ve bakım sorumluluğunun 30/03/1995 tarihinde DSİ 4. Bölge Müdürlüğü ile davalı Birlik arasında imzalanan protokol ile davalı idareye devredildiği ve Mahkemenin 14/04/2016 tarihli ara kararıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün hasım mevkinden çıkarıldığı görülmekte ise de; tesisin bakım ve onarımının Ova Sulama Birliği’ne ait olması ve bu hizmetin 6200 sayılı Kanun uyarınca Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün denetim ve gözetiminde yürütülmesi nedeniyle, olayda hizmet kusuru bulunduğunun tespiti halinde her iki idarenin de sorumlu olacağı dikkate alınarak, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün de hasım konumuna alınması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin temyize konu …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir