Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/483, Karar No: 2021/3184

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/483 E. , 2021/3184 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/483
Karar No : 2021/3184

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 22/09/2020 tarih ve E:2016/37353, K:2020/3789 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali ve bu karar nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 22/09/2020 tarih ve E:2016/37353, K:2020/3789 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, üniversite öğrencisi olduğu dönemde cemaatin çeşitli etkinliklerine katıldığına, hakim/savcı staj eğitim merkezinde görevli olduğu dönemde örgüt mensubu adayları gözettiğine, örgüt kontenjanından Yargıtay üyeliğine seçildiğine ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Bununla birlikte davacının FETÖ’nün Adalet Bakanlığında etkin olduğu dönemde ‘Adalet Bakanlığının Adli ve İdari Kapasitesinin Güçlendirilmesi Amacıyla Yabancı Dil Eğitimi Projesi’ kapsamında 2006-2007 yılları arasında (1 yıl) yurt dışına (İngiltere) gönderildiği; davacının hakim olarak görev yapmakta iken FETÖ/PDY terör örgütünün yargıda etkin olduğu dönemde 24/02/2011 tarihinde Yargıtay üyeliğine atamasının yapıldığı; davacının örgütün sivil imamları olduğu gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan kişilerle çeşitli tarihlerde birbirine yakın saatlerde aynı yerde ortak baz hareketliliği bulunduğu; bu hususlar diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Anayasa’ya ve 2802 sayılı Kanun’a aykırı olarak hiçbir adli ve idari soruşturma yapılmadan, savunma hakkı tanınmadan, adil yargılanma hakkının güvencelerinden yararlandırılmadan somut iddia, bilgi, belge ve delil ortaya konulmaksızın tesis edildiği, görevini hukuka ve vicdanına uygun olarak ifa ettiği, görev süresi boyunca tarafına bu yapıdan herhangi bir emir, talimat, baskı, telkin ve tavassut gelmediği, çalışma hürriyeti, adil yargılanma hakkı, gerekçeli karar hakkı, silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama hakkı, ölçülülük ilkesi, özel hayatın gizliliği ilkesi ihlal edilerek dava konusu kararın verildiği, davalı idare tarafından gösterilen delillerin dava konusu işlemin tesisinden sonra tespit edilen deliller olduğu, Daire tarafından lehine olan pek çok delilin değerlendirilmediği, kararda gösterilen deliller ile zorlama bir sonuç çıkarma gayreti içinde olunduğu ve adil yargılanma güvencesini ihlal eder şekilde adeta sadece aleyhe delil toplamaya yönelik bir yargılama yürütüldüğü izlenimi verdiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 22/09/2020 tarih ve E:2016/37353, K:2020/3789 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 16/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir