Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/1970, Karar No: 2021/3056
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1970 E. , 2021/3056 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1970
Karar No : 2021/3056
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 17/11/2020 tarih ve E:2017/132, K:2020/5198 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile bu karara karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun …tarih ve …sayılı kararının iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 17/11/2020 tarih ve E:2017/132, K:2020/5198 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı”nın incelenmesinden; davacı tarafından …GSM numarasından, …ve …IMEI numaralı cihazlarla ByLock uygulamasının yüklendiği ve 19/09/2014-04/02/2015 tarihleri arasında anılan program için kiralanan hedef IP numaralarına 412 kez bağlantı yapıldığının anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının üniversite öğrenimi sürecinde FETÖ/PDY terör örgütüne ait evlerde kalarak bir grup ortaokul öğrencisini askeri okullara hazırladığına ve FETÖ/PDY terör örgütünün önem verdiği asker mahrem yapılanmasına eleman yetiştirdiğine, 2014 HSK seçimleri döneminde örgütün sözde “bağımsız” adaylarını desteklediğine ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği,
Diğer taraftan, FETÖ/PDY terör örgütünün HSK’da etkin olduğu dönemde daha önce bu yönde bir tecrübesi olmadığı halde yargıda önemli bir temsil makamı olan Cumhuriyet Başsavcısı olarak görevlendirilmesinin kararda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu kararların savunma hakkı tanınmadan tesis edildiği, hakimlik ve savcılık teminatının, masumiyet karinesinin, adil yargılanma hakkının, savunma hakkının, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, hak arama özgürlüğünün, hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerinin, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerinin, bağımsızlık ilkesinin, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının, aynı suçtan iki ayrı yargılama yasağının, kanunla önceden kurulmuş bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, FETÖ ile irtibat ve iltisakına dair kişiselleştirme yapılmadığı, toptancı bir yaklaşımla hareket edildiği, somut olayda uygulanan yaptırımın “ağırlaştırılmış müebbet kamu görevi ve hizmetinde çalışamama cezası” olduğu, bu yaptırımın, ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, dayanak KHK’nın OHAL sonrası geçerliliğini kaybettiği, FETÖ’nün terör örgütü olduğunu tespit eden ilk yargı kararının 26 Eylül 2017 tarihli onama kararı olduğu, bu tarihten sonraki fiillerin terör örgütü üyeliği için esas alınması gerektiği, ByLock programını kullanmadığı, ByLock verilerinin yasa dışı delil niteliğinde olduğu, gerçeği yansıtmadığı, çelişkili olduğu, ByLock’a ilişkin Yargıtay kararının diğer mahkeme kararlarına dayanak olamayacağı, ilgilendiği iddia edilen öğrencilerin tanık olarak dinlenilmesi ve yüzleşme talebinin karşılanmadığı, eksik inceleme ve araştırma ile verilen kararın bozulması gerektiği, dernek üyeliğinin karara gerekçe yapılamayacağı, ceza mahkemesi kararının henüz kesinleşmediği, 2014 yılı HSYK seçim sürecinde kimsenin lehine veya aleyhine faaliyet yürütmediği, 9 yıl fiilen Cumhuriyet savcısı olarak görev yapan, herhangi bir adli ve idari soruşturma geçirmeyen, başarılı bir meslek hayatı olan tarafının, günün birinde o zamana kadar uygulanagelen teamüller çerçevesinde unvanlı göreve atanmasının olağan olduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini gösteren herhangi bir somut delilin dosyada bulunmadığı, tedbirin ölçülü olmadığı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere uyulmadığı, çekirdek haklara müdahalede bulunulduğu, insan haklarının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 17/11/2020 tarih ve E:2017/132, K:2020/5198 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 15/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.