Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/1667, Karar No: 2021/3046
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1667 E. , 2021/3046 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1667
Karar No : 2021/3046
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 13/11/2020 tarih ve E:2017/427, K:2020/5094 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 13/11/2020 tarih ve E:2017/427, K:2020/5094 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ise ciddi görülmemiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen, “ByLock CBS Sorgu Sonucu”nun incelenmesinden; davacı tarafından … GSM numarasından, … ve … IMEI numaralı cihazlarla ByLock uygulamasının yüklendiği, “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı”nın incelenmesinden de; davacının … ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, hakim adaylığı döneminde örgüte ait evlerde kaldığına, 2014 HSK seçim döneminde örgütün sözde “bağımsız” adayları için çalıştığına ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarını iadesi isteminin de reddi gerektiği,
Öte yandan, davacı tarafından dava açma süresi geçtikten sonra verilen ve 25/10/2019 tarihinde kayda giren davalı tarafın 2. savunmasına cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki istemin yanında meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle iadesine karar verilmesi talep edilmiş ise de, dosyanın tekemmül aşaması dikkate alındığında ayrı bir davanın konusunu oluşturabilecek nitelikte olan ve davanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalan istemin incelenme imkanının bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, uyuşmazlık konusu olayda olağanüstü hal mevzuatının geçerli olamayacağı, yetki ve usulde paralellik, yasaların geriye yürümezliği ilkelerinin, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, dava konusu işlemin ceza niteliğinde bir işlem olduğu, ceza mahiyetindeki bir kararın alınabilmesinin, her daim ilgilisi hakkında soruşturma yapılmasını ve bu soruşturmanın sürecinin hukuka uygun şekilde tamamlanmasının beklenmesini gerektirdiği, savunma hakkının kullandırılması gerektiği, OHAL 18/07/2018 tarihi itibarıyla kalktığından OHAL döneminde yayımlanan KHK’ların bir hükmünün kalmadığı, söz konusu KHK’lara dayanılarak tesis edilen işlemlerin de kaldırılması gerektiği, hukuk devletinde, çoğunluğun/siyasal iktidarın hukuk kurallarını askıya alma, dilediğinde uygulama, dilediğinde uygulamama yetkisinin bulunmadığı, takdirde keyfiliğin yerinin olmadığı, temyize konu kararda yer alan makul sürede yargılama yapıldığı yönündeki gerekçenin asılsız olduğu, aile hayatına ve mahremiyetine saygı gösterilmediği, verdiği tüm kararların müfettişlerce incelendiği ancak örgüt lehine hiçbir iş ve eylemine rastlanılmadığı, iptal davasına konu edilen bir idari işlemin hukuka uygunluk denetiminin, söz konusu işlemin tesis edildiği tarih esas alınarak bu tarihten önceki durum ve şartlara göre yapılması gerektiği, işlemin tesis edildiği tarihten sonraki zamanlarda özellikle aleyhe yeni oluşturulan kriter ve gerekçeler esas alınarak değerlendirme yapılamayacağı, dava konusu olayda, anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini gösterir herhangi bir somut delilin mevcut olmadığı, yine bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine aykırı hareket ettiğini gösterir en ufak bir somut delilin söz konusu olmadığı, Bylock programını kullanmadığı, Bylock verilerinin karara gerekçe yapılmasının hukuka aykırı olduğu, tanık beyanlarının soyut olduğu ve gerçeği yansıtmadığı, dernek üyeliğinin dava konusu işleme gerekçe olarak gösterilmesi ve değerlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığı, masumiyet karinesinin ihlali niteliğinde ceza mahkemesi kararının aleyhine kullanıldığı, … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesi tarafından cezanın 7 yıl 6 ay hapis cezası olarak düzeltildiği, işlemin birçok yönden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’ya aykırı olduğu, temyize konu kararda, terör örgütü ile bağlantı olarak gösterilen kriterlerin Anayasa’da yer alan hukuk devleti, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırı olduğu, davalı idare tarafından suç ve cezaların geçmişe yürütüldüğü, özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlal edildiği, HSK Genel Kurulunun bağımsız ve tarafsız bir kurul olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 13/11/2020 tarih ve E:2017/427, K:2020/5094 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 15/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.