Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/1539, Karar No: 2021/3469
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1539 E. , 2021/3469 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1539
Karar No : 2021/3469
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 16/11/2020 tarih ve E:2017/5827, K:2020/5141 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 16/11/2020 tarih ve E:2017/5827, K:2020/5141 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve Daireleri kararının verildiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı”nın incelenmesinden, davacı tarafından kullanılan … GSM numarasından, … ve … IMEI numaralı cihazlarla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine, staj döneminde örgüt evlerinde kaldığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin, AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, usul yönünden; işbu dava açılmadan önce Danıştay Beşinci Dairesi nezdinde meslekten çıkarma kararına yapılan itiraza davalı idarece dava açma süresinde cevap verilmediği için E:2017/4934 sayılı davanın açıldığı, usul ekonomisi açısından her iki davanın birleştirilmesi talebinde bulunulduğu, ancak anılan Dairece usul kurallarına aykırı şekilde bu talebin reddine karar verildiği, mükerrer vekalet ücretine hükmedildiği, esas yönünden ise temyize konu Daire kararına esas alınan 6479 sayılı Kanun’un (667 sayılı KHK’nın) 3. ve 4. maddesinin öngörüldüğü şekli ile muğlak olduğu, “iltisak veya irtibat” kavramlarının net ve belirgin olmadığı, uyuşmazlıkta 2802 sayılı Kanun’daki usullerin ve güvencelerin uygulanmamasının açıkça hukuka aykırı olduğu, sadece 667 sayılı KHK hükmünün uygulanamayacağı; ByLock kullanıcısı olmadığı, ByLock delilinin yasa dışı delil olduğu ve Yargıtay ve diğer yargılamalarda kullanılamayacağı, bu tür dijital verilerin delil olarak kabul edilmesi için kanuna uygun olarak elde edilmesi gerektiği, oysa ki bu delilin MİT’in istihbarat faaliyetleri kapsamında elde ettiği veriler olduğu, dolayısıyla idare hukuku anlamında da delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı; kararda yer verilen itirafçı sanık/tanık ifadelerinin de özgür iradelere dayanmadığı, aleyhinde ceza soruşturması sırasında savcılıkta veya kollukta verilen ifadelerin tamamının ceza kovuşturmasında çürütüldüğü ancak Dairece bu husus görmezden gelinerek karar verildiği, kaldı ki bu itirafçı sanık/tanık ifadelerinde suç işlendiğine dair bir bilgiye yer verilmediğinin açık olduğu; YARSAV Dernek üyeliğinin terör faaliyeti olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, anılan tüzel kişiliğin terörist ilişkileri olduğuna dair bir yargı kararının bulunmadığı, kaldı ki anılan Derneğin KHK ile kapatılması ile örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği; yine Daire kararında yer verilen ceza mahkemesi kararının işlem tarihinden çok sonra verildiği dolayısıyla Daire kararına gerekçe olamayacağı; sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair herhangi somut bir delil bulunmadığı, tedbirin ölçülü olmadığı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere uyulmadığı, çekirdek haklara müdahalede bulunulduğu, insan haklarının ihlal edildiği belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin esası incelendi, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 16/11/2020 tarih ve E:2017/5827, K:2020/5141 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 29/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.