Danıştay 9. Daire, Esas No: 2021/3712, Karar No: 2021/7749

Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2021/3712 E. , 2021/7749 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3712
Karar No : 2021/7749

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … Havacılık Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, ihtirazi kayıtla verilen 2015/Mart dönemine ilişkin muhtasar beyanname üzerine tahakkuk ettirilen kurum (stopaj) vergisinin iptali ve faiziyle iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Üçüncü Dairesince verilen kısmen bozma kararı uyarınca dosyanın yeniden incelenmesi üzerine; uyuşmazlığın çözümü için davacı şirket tarafından iş yeri merkezleri başka ülkelerde bulunan firmalardan kiralanan uçak motorları için ödenen kira bedellerinin, Türkiye ile bu ülkeler arasında imzalanan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları kapsamında hangi akit devlet tarafından vergilendirilmesi gerektiğinin belirlenebilmesi için öncelikle ticari kazanç mı gayrimaddi hak kullanma bedeli mi olduğunun tespiti ile niteliğinin ortaya konulması gerektiği, uçak motorlarının, anlaşmaların “gayrimaddi hak bedelleri” ile ilgili sınai, ticari ve bilimsel teçhizat kavramı içerisinde, ileri teknoloji ürünü ticari teçhizat olarak değerlendirilmesi gerektiği, ilgili maddede gayrimaddi hak kullanım bedellerine ilişkin elde edildikleri devlette de vergilendirilebileceğinin belirtildiği, taşınır ve taşınmazlar ile hakların Türkiye’de kiralanmasından elde edilen iratların 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3. maddesinin 3. fıkrası uyarınca dar mükellefiyette kurum kazancı içerisinde yer aldığı, motorlu nakil araçlarının kira bedellerinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesine göre gayrimenkul sermaye iradı kapsamında olması nedeniyle, 5520 sayılı Kanun’un 30. maddesi uyarınca %15 oranında vergilendirilmesi gereken kazancın Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca %1 oranında vergilendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, dava konusu tahakkuk işleminin %1 oranına isabet eden kısmı yönünden davanın reddine, %1 oranını aşan kısmı yönünden davanın kabulüne ve söz konusu tutarın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacıya iadesine karar verilmiş, davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca 59,30-TL’den az olmamak üzere reddedilen tutar üzerinden binde 4,55 oranında nispi karar harcı alınmasına, 517,40-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre yapılan takdiren hesaplamaya göre; davacı tarafından yapılan 457,90-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı idarece yapılan 59,50-TL yargılama giderinin de davacı üzerinde bırakılmasına hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
DAVACININ İDDİALARI : Elde edilen kazancın yanlış nitelendirildiği, uçakların teçhizat olarak değerlendirilemeyeceği, kira bedelinin ticari, sınai bir hakkın lisansına, teknoloji transferine veya telif bedeline ilişkin olmadığı, dolayısıyla gayrimaddi hak bedeli olarak düşünülemeyeceği, ticari kazanç niteliği taşıyan kira bedelleriyle ilgili çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları kapsamında Türkiye’nin vergilendirme yetkisi bulunmadığı, Bakanlar Kurulu Kararında da hava ulaştırma araçlarının kira bedelleri kesintisi ile ilgili belirleme yapılmadığı, dolayısıyla bu tür ödemelerin kesintiye tabi olmadığı, aynı doğrultuda yargı kararları bulunduğu iddialarıyla kararın redde ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.

DAVALI İDARENİN İDDİALARI : Davacı şirketin kendi verdiği beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye karşı dava açamayacağı, iade talebiyle düzeltme başvurusunda bulunması gerektiği, uçak motorlarına ilişkin kira bedelinin gayrimenkul sermaye iradı olduğu ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları ile 5520 ve 193 sayılı Kanunlar kapsamında yapılan tahakkuk işleminin hukuka uygun olduğu iddialarıyla kararın kabule ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
DAVALI İDARENİN SAVUNMALARI: Kiralama faaliyetinin devamlı yapıldığı, bu sebeple de çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının kapsamına girmediği, yapılan vergilendirmenin hukuka uygun olduğu, aynı doğrultuda yargı kararları bulunduğu belirtilerek davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DAVACININ SAVUNMALARI : Beyannamelerin ihtirazi kayıtla verildiği, ancak idare tarafından dikkate alınmadığı belirtilerek davalının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Taraflar temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Vergi Mahkemesi kararının, nispi karar harcına hükmedilmesine ilişkin kısmına gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı ifade edilmiştir.
Maddenin gerekçesinde ise madde ile temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, vergi yargısı harçlarının (3) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevi ve mahiyetine göre ise maktu esas üzerinden alınacağı, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife’nin nispi harçlara ilişkin II. Kısmının (a) bendinde, tarhiyata ve ceza kesme işlemlerine karşı mükellefin dava açması üzerine vergi mahkemesinin nihai kararları ile bölge idare mahkemesi kararlarında, karar altına alınan uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunlara bağlı zam ve cezaların toplam değeri üzerinden binde 4,55 oranında nispi harç alınacağı, maktu harçlara ilişkin III. Kısmında ise “yukarıdaki pozisyonlarda gösterilen ve nispi harca tabi tutulmamış olan tarhiyat veya ceza kesme ve diğer işlemlerle ilgili” olarak vergi mahkemesi ve bölge idare mahkemesi kararlarında maktu harca hükmedileceği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, bakılan davanın tarhiyat veya ceza kesme işlemine değil, tahakkuka karşı açıldığı anlaşılmakta olup Vergi Mahkemesince davacı aleyhine maktu karar harcına hükmedilmesi gerekirken “59,30-TL’ den az olmamak üzere reddedilen tutar üzerinden binde 4,55 oranında nispi karar harcı”nın davacıdan tahsiline hükmedildiği anlaşılmıştır.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, hüküm fıkrasında yer alan “59,30-TL’ den az olmamak üzere reddedilen tutar üzerinden binde 4,55 oranında nispi karar harcının” ibaresi çıkarılarak yerine “59,30-TL maktu karar harcının” ibaresi eklenmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan, Vergi Mahkemesi kararında davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesine ve yargılama giderinin haklılık oranına göre paylaştırılacağının belirtilmesine karşın “517,40-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre yapılan takdiren hesaplamaya göre; davacı tarafından yapılan 457,90-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı idarece yapılan 59,50-TL yargılama giderinin de davacı üzerinde bırakılmasına” hükmedilmesinde isabet görülmemiş ise de bu husus da yukarıda belirtilen Kanun hükmü uyarınca yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, hüküm fıkrasında yer alan “davalı idarece yapılan 59,50-TL yargılama giderinin de davacı üzerinde bırakılmasına” ibaresi çıkarılarak yerine “davalı idarece yapılan 59,50-TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına” ibaresi eklenmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilerek ONANMASINA,
3. Temyiz isteminde bulunan davacıdan, …-TL maktu harç alınmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir