Danıştay 9. Daire, Esas No: 2019/4675, Karar No: 2022/361

Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/4675 E. , 2022/361 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/4675
Karar No : 2022/361

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ambalaj Kağıtçılık Nakliyat Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davac şirket adına, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi …’dan aldığı faturaların sahte olduğu yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2016/Ocak ilâ Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesinden, mükellefin tarh dosyasında herhangi bir yoklama tutanağına rastlanılmaması, vergi tekniği raporunda mükellefin iş yeri adresinde yapılmış yoklamayla tespit edilen herhangi bir hususa yer verilmemesi, incelemenin sadece defter, belge ve vergi dairesi otomasyon sistemi üzerinden yapılmış olması, inceleme esnasında mükellefe ulaşılabilir olması ve ifadesinin alınabilmesi, her ne kadar ödenmemiş vergi borcu bulunsa da mükellefin beyannamelerini düzenli olarak vermesi, vergi dairesinden yapılan bildirim üzerine özel esaslara girmemek için bir kısım faturayı beyanlarından çıkartması gibi hususlar nazarı alındığında, ticari faaliyetin gerçekliğine ilişkin olarak yapılan incelemenin mükellefin işyeri adresinde yapılmış herhangi bir yoklamayı içermemesi, bu mükellefin davacı şirket adına düzenlemiş olduğu faturaların sahte ve yanıltıcı nitelikte belgelerden oluştuğunu kesin ve tereddüde mahal bırakmayacak bir biçimde ortaya koyamayacağı sonucuna ulaşıldığından, adı geçen mükelleften alınan faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, vergi ziyaı cezalı tarhiyatın ve kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: …hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin, adı geçen mükellefin sahte fatura düzenlediği hususunu ispatladığı ve yapılan cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı adına, … dan alınan faturaların sahte olduğu yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2016/Ocak ilâ Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması isteminilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri ifade edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutat olmayan bir durumun iddia olunması hâlinde, ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan bozma sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmı Dairemizce uygun görülmüş olup dilekçede ileri sürülen iddialar, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, …’dan alınan faturalar nedeniyle re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen bir kat vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
Yukarıda metni verilen Kanun maddelerinin değerlendirilmesinden de görüleceği gibi; yükümlülerin mal alışları nedeniyle yüklendiği katma değer vergilerinin, indirim ve iade konusu yapılabilmesi için faturaların gerçek bir mal alım satımı karşılığı düzenlenmesi gerekmektir.
Vergilendirme işlemi yapılırken, Kanuna uygun olarak biçimlendirilen muamelelerin bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerekmektedir. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, iş yerlerinin durumu, arandığında bulunup bulunamamasına ilişkin tespitler olabilir.
Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla katma değer vergisi ödenmesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indirimi söz konusu olamayacağından, vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ortaya konulmalıdır.
Davacıya fatura düzenleyen … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinden; mükellefin motorlu hafif kara taşıtlarının ve arabalarının sürücüsüz kiralanması ve leasing faaliyeti ile iştigal ettiği, vergi dairesi kayıtlarında yoklama fişine rastlanılmadığı, 2016 yılı gelir vergisi beyannamesinde 62.131,99-TL ticari kazanç beyan ettiği, muhtasar beyannamelerine göre 2016/Ekim ilâ Aralık dönemlerinde birer asgari ücretli işçi çalıştırdığı, mükellefin 2016 yılında katma değer vergisi beyannamelerine göre mal satış tutarının 4.195.544,00-TL (KDV dahil) olduğu, alışlarının 1.652.652,24-TL’lik kısmının … ilinin vergi mükelleflerinden olduğu, mükellefin Bs formunda … adına 7 belge ile 160.030,00-TL satış tutarının gözüktüğü, ancak söz konusu satış tutarının mükellefin ibraz ettiği satış faturalarında 10 adet belge ile 245.390,00-TL olduğu, yapılan karşıt tespite göre ise … Ambalaj Kağıtçılık San. ve Tic. Ltd. Şti’nin mükelleften aldığı faturaların içeriğinin krome karton, ajanda, küp blok, krem karton, selefon parlak, mat selefon, garfik tasarım, spiral defter gibi emtialarından oluştuğu sahte belge düzenleme nedeniyle hakkında vergi tekniği raporu bulunan firmalardan aldığı emtia tutarının, satılan malın maliyetine oranının %52,2 olduğu, bilançosunda kayıtlı taşıtının bulunmadığı, 2016 yılı envanter defterinde emtia stoklarına ilişkin kayıt bulunmadığı ancak yevmiye defterinin 227 No.lu kapanış maddesinde 153 ticari mallar hesabına 1.383,92-TL kayıt yapıldığı, 2016 yılında alış faturaları arasında nakliye, elektrik ve su giderlerine ilişkin faturalara rastlanılmadığı, alım ve satımlarına ilişkin 7.584,00-TL gider yaptığı, bu giderin 2.400,00-TL’sinin ise mali müşavire yapılan ödeme olduğu, bu duruma ve 2016 yılındaki ticari faaliyetine ilişkin “2016 yılında reklam, matbaa malzemeleri alım, satım ve matbaa malzemelerinin işlemesi ile iştigal etmekteydim. Nakliye, elektrik ve su giderlerinin kayıtlarda yer almaması ise evrakları muhasebeciye ulaştırmamamızdan kaynaklanmaktadır. Bu gider belgelerini şu an size ibraz edemiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, mükellefin defter kayıtlarında 2016 yılında alım ve satım işlemlerine ilişkin hiçbir tahsilat ve ödeme kaydı bulunmadığı, bu durumun sebebi sorulduğunda, mal alım ve satımında çek ve senetli tahsilat ödemelerinin olduğu, ancak bunlara ilişkin belgelerin muhasebecilerine ulaştırılamadığı, bankalardan yapılan tahsilatlarda borçları nedeniyle ve ödeme yoğunluğundan bankada para tutmadıklarını, paralar yatar yatmaz hemen çektiklerini, genelde tahsilat ve ödemelerini elden yaptıklarını ifade ettiği, mükellef tarafından ibraz edilen banka kayıtlarına göre 1.000,00-TL ve üzeri yatırılan tutarların toplamı 182.740,00-TL olduğu, söz konusu bankaya yatırılan paraların tamamına yakının aynı saat içerisinde bankadan çekildiği, vadesi geçmiş ve rapor tarihi itibarıyla ödenmesi gereken vergi aslı borcunun 145.054,60-TL, ödenen vergi tutarının ise 814,95-TL olduğu tespitlerine yer verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ile aktarılan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, Bekir Köksal’ın motorlu hafif kara taşıtlarının ve arabalarının sürücüsüz kiralanması ve leasingi faaliyeti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği hâlde, düzenlediği ve kullandığı fatura içeriklerinin krome karton, ajanda, küp blok, krem karton v.b emtialara ilişkin olduğu, 2016 yılında katma değer vergisi beyannamesine göre 3.555.546,00-TL tutarında mal satışı, 3.485.829,00-TL tutarında mal alışı yaptığını beyan ettiği hâlde, alım satıma ilişkin 7.584,00-TL gider yaptığı, 2.400,00-TL’sinin ise mali müşavire yapılan ödeme olduğunun görüldüğü, alış faturaları arasında nakliye, elektrik ve su giderlerine ilişkin faturalara rastlanılmadığı, yaptığı yüksek satış tutarına ve alışlarının 1.652.652,24-TL’lik kısmının Adana ilinin vergi mükelleflerinden olmasına karşın ödemelerde banka kanalının kullanılmadığı ve mükellefin 2016 yılında matbaa ve baskı işi yaptığını beyan ettiği hâlde, 2016/Ekim dönemine kadar hiç işçi çalıştırmadığı, bu dönemden sonraki dönemlerde de birer işçi çalıştırdığı, Bs formu ile karşı tarafça beyan edilen tutar arasında uyumsuzluk olduğu, bilançosunda kayıtlı taşıtının ve envanter defterinde emtia stoklarına ilişkin kayıt bulunmadığı hususları göz önüne alındığında, Bekir Köksal tarafından davacıya düzenlenen faturaların sahte belgeler olduğu, ekonomik, ticari, teknik kapasite ve konumunun, düzenlediği faturaların içeriğinde bulunan teslimlerde bulunmaya elverişli olmadığı sonucuna varıldığından, vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; cezalı tarhiyata ilişkin kısmının BOZULMASINA, özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 15/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir