Danıştay 8. Daire, Esas No: 2021/7509, Karar No: 2021/6536

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2021/7509 E. , 2021/6536 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7509
Karar No : 2021/6536

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Başkanlığı

DAVANIN ÖZETİ : 30/06/2021 tarih ve 4206 sayılı 2021/2022 Eğitim – Öğretim Yılında Yükseköğretim Kurumlarında Cari Hizmet Maliyetlerine Öğrenci Katkısı Olarak Alınacak Katkı Payları ve Öğrenim Ücretlerinin Tespitine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bu karar uyarınca davacının öğrenim ücretinden muaf tutulmamasına ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, davacıların adli yardım talebi kabul edildikten sonra, dava dilekçesi ve ekleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasında; idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; ikinci fıkrasında, dilekçelerde davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği; üçüncü fıkrasında, dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği, dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (g) bendinde, dilekçeler üzerinde bu Kanun’un 3. maddesine uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılacağı; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, bu yönlerden Kanuna aykırılık görülür ise otuz gün içinde 3. maddeye uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği; 15. maddesinin beşinci fıkrasında, bu yönlerden dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükümlerine yer verilmiştir.
İdari yargılama usulünde geçerli olan resen araştırma ve yazılılık ilkesi gereği dava dilekçelerinin, 2577 sayılı Kanunda belirtilen şekil kurallarına uygun bir biçimde ve yargılamanın gerektirdiği bilgileri içerecek nitelikte düzenlenmesi gerekmektedir. Bunu sağlamak için, dava dilekçelerinde; dava konusu edilen işlemlerin ve dava sebeplerinin, bir başka ifadeyle; idari işlemin içerdiği iddia edilen hukuka aykırılığın dayandığı hukuk kurallarının açık ve net bir biçimde somut olarak belirtilmesi şarttır. Ayrıca birden fazla işlemin davaya konu edilmesi ya da bir işlemin birden fazla madde, fıkra veya bendinin iptalinin istenilmesi halinde söz konusu işlemler ve bu işlemlerin hangi madde veya fıkralarının iptalinin istendiğinin tek tek sayılmak suretiyle belirtilmesi de yukarıda alıntısı yapılan düzenlemeler ve idari yargılama usulü ilkelerinin bir gereğidir.
6100 sayılı Kanunun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. ” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, davacının dava açarken Mahkemeden hüküm altına alınmasını talep ettiği istem sonucuyla bağlı kalınarak, her bir istem sonucu hakkında karar vermek medeni ve idari yargılama hukukuna hakim olan ilkelerden olan taleple bağlılık ilkesinin bir gereğidir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; davacının 19/06/2020 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Suudi Arabistan’da bulunan Cidde Uluslararası Türk Okulu İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduğu, 2021 yılında Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) ile Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) Bölümü’ne yerleştiği, anılan bölüme 21/09/2021 tarihinde kaydını yaptırdığı, kayıt sırasında, yabancı öğrenci olduğu için 4206 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca 1. dönem için 8.068,50 TL harç ödemesi gerektiğini öğrendiği, ancak kendisinin anılan Cumhurbaşkanı Kararı’nın 5. maddesinin 3. fıkrası uyarınca harç ödemekten muaf olması gerektiği iddiasıyla 29/09/2021 tarihinde Cimer üzerinden üst makama başvuruda bulunduğu, 08/10/2021 tarihinde başvurusuna olumsuz cevap verildiği, başvurunun reddi ile kendisinin harçtan muaf tutulmaması ve dayanağı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Öncelikle; davacı tarafından 4206 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali istenilmekte ise de; Karar’ın bir bütün olarak tamamının mı yoksa davacının menfaatini etkileyen bir bölümünün mü iptalinin istenildiği anlaşılamamakta olup; davacı tarafından anılan Karar’ın iptali talep edilen kısımların açık anlaşılır net bir şekilde ortaya konularak hukuka aykırılık gerekçeleri ile birlikte davacı açısından dava açma menfaatinin de belirtilmesi suretiyle ortaya konulması gerekmektedir.
Ayrıca, davacının, 2021 yılında Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) ile yerleştiği Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) Bölümü için harçtan muaf tutulmayı talep ettiği açık olmakla birlikte, davacı hakkında tesis edilen işlemin (doğrudan ret işlemi ya da muaf olanlar/muaf olmayanlar şekilde hazırlanan listede adına yer verilmemesi/verilmesi suretiyle) niteliğinin dava dilekçesi ve eki içeriğinden anlaşılamadığı gibi davacının iddia ettiği muafiyet listesinin hangi birim tarafından hazırlandığı ve ne şekilde duyurulduğu da açık değildir.
Yine, dilekçenin istem ve sonuç bölümlerinin örtüşmediği, dilekçenin istem bölümünde Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali talep edilmezken sonuç bölümünde anılan Karar’ın iptalinin talep edildiği görülmektedir.
Bu itibarla; dava dilekçesinin bir bütün olarak incelenmesi neticesinde dilekçenin konu ve sonuç bölümü ile içerik bölümünün uyumsuz olduğu, bir başka ifadeyle istemlerin örtüşmediği ve belirsiz olduğu görüldüğünden, yukarıda alıntısı yapılan yasal düzenlemeler ve yargı içtihadları uyarınca; davacı tarafından, eğer dilekçenin konu ve sonuç bölümlerinde belirtildiği üzere, 4206 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın tamamının iptalini istiyorsa bu hususa ilişkin olarak sahip olduğu menfaatin ve hukuki sebeplerin ortaya konulması ya da sadece davacının menfaatini etkileyen maddelerinin/kısımlarının iptali isteniyorsa, iptali istenen kısımlarının açıkça, tek tek ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde gerekçeleri ile belirtilmesi ve hakkında tesis edilen bireysel işlemin mahiyetinin tam olarak açıklanması ve dava dilekçesine tebliğ tarihi belirtilmek suretiyle eklenmesi gerektiğinden, dava dilekçesi 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 3’üncü maddesi hükmüne uygun bulunmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 15’inci maddesinin 1/d bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde usulüne uygun biçimde düzenlenecek dilekçe ile yeniden dava açılabilmek üzere reddine, harç alınmaksızın yenilenecek olan dilekçede aynı yanlışlıkların yapılması halinde davanın reddine karar verileceğinin bildirilerek dilekçenin davacı vekiline gönderilmesine, 21/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir