Danıştay 8. Daire, Esas No: 2021/6867, Karar No: 2022/179

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2021/6867 E. , 2022/179 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6867
Karar No : 2022/179

TEMYİZ EDENLER: 1- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kendisi yerine 2005-LES2 sınavına başkasının girdiğinin tespit edildiğinden bahisle davacının söz konusu snavı ile bu sınav sonucuna göre yapılan yerleştirme işlemlerinin iptal edilmesine ilişkin ÖSYM Yönetim Kurulunun … tarih ve .. sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının fotoğrafı ile yerine 04/12/2005 tarihinde yapılan 2005-LES2 sınavına giren X erkek jokerin fotoğrafının Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğüne gönderildiği, alınan … tarih ve … Uzmanlık Numaralı Ekspertiz Raporunda, tetkik ve mukayese konusu fotoğraflar arasında morfolojik yöntem kullanılarak yapılan inceleme neticesinde; genel kafa anatomisi, kaş, göz, burun, dudak ve çene yapıları yönünden fark görüldüğü, söz konusu fotoğrafların “tam fark” derecesinde farklı şahıslara ait olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, telefon görüşmeleri incelendiğinde, davacı ile …’nin irtibatlı oldukları, davacının kimlik bilgileri tespit edilemeyen Sinan isimli şahsın abisi ile Semih isimli şahsın abisine aracılık ettiği, onlar için … ile görüştüğü ve fiyatını sorduğunun anlaşıldığı, davacının ÖSYM kayıtlarından yapılan kontrollerde, 04/12/2005 tarihinde yapılan 2005-LES2 sınavına X erkek şahsın joker olarak sınava girdiği hususlarının …Cumhuriyet Başsavcılığının … tarihli ve … sayılı iddianamesinde yer alan bilgi ve belgelerle tespit edildiği, bu durumda, anılan Ekspertiz Raporunda yer verilen tespitler ile dosyada yer alan mevcut bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının ilgili sınavlara kendisi yerine bir başkasını soktuğunun mevcut delillerle sabit olduğu anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacının İddiaları : … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarihli ve … sayılı iddianamesinde yer alan bilgi, bulgu ve belgeler dayanak alınarak dava konusu işlem tesis edilmiş ise de yargılamanın henüz tamamlanmadığı, ortada kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, yürütülmekte olan kovuşturma sonucunda beraat veya zamanaşımı sebebiyle kamu davasının düşürülmesine karar verileceği, zira bahsi geçen LES sınavı 2005 tarihli olup üzerinden 16 yıl gibi bir zamanın geçtiği, uzunca bir süre sonra ilgili sınavın geçersiz sayılmasının hukuka aykırı olduğu, davacının herhangi bir yere bu sınavla atanmadığı, isnat edilen suçlamaların dayanaksız olduğu, davalı idareden ıslak imzalı ALES sınav sonuç belgesinin getirtilerek üzerinde inceleme yapılması durumunda haklılığının anlaşılacağı belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

Davalı İdarenin İddiaları: İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmesine karşın davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle bu kısım yönünden temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarece, davacının kendisinin yerine bir başkasını sınava soktuğu hususunun … tarih ve … Uzmanlık Numaralı Ekspertiz Raporu, … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, dosya kapsamında yer alan iddianame anlatımları ile bu anlatımlara dayanak bilgi belge ve bulgular ile sabit olduğundan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuş, davacı tarafından ise savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği; davalı idarenin temyiz istemi yönünden ise, İdare mahkemesince yapılan ara kararlara davalı idarece cevap verildiği, davalı idarenin ara kararına cevap mahiyetinde dosyaya sunduğu bilgi ve belgeler ile savunma dilekçesinde yer verilen içeriğe göre dava malzemesinin oluşturularak davanın karara bağlandığı, bu nedenle davalı idare vekilinin emek ve çabasının mevcut bulunduğu görüldüğünden, davanın reddine karar verilmesi sebebiyle davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken süresinde savunma dilekçesi verilmediğinden bahisle aksi yönde verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı, ancak bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/B maddesi uyarınca işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ‘Yargılama giderlerinden sorumluluk’ başlıklı 326. maddesinde; yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınacağı, ‘Vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedilmesi’ başlıklı 330. maddesinde; vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği, ‘Yargılama giderlerinin kapsamı’ başlıklı 323. maddesinde ise; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu hükme bağlanmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun ‘Avukatlık ücreti’ başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade ettiği belirtilmiştir.
Kararın verildiği tarihte yürürlükte olan 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Avukatlık ücretinin aidiyeti, sınırları ve ortak veya değişik sebeple davanın reddinde davalıların avukatlık ücreti” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında, “Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, bu Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamaz. Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı İdarenin temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun ‘Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar’ başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı, hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, … İdare Mahkemesi’nin … esasına kayıtlı olarak bakılan davada, İdare Mahkemesinin 18.08.2021 tarihinde yapılan ilk incelemeye esas ara kararı ile davalı idareden dava konusu işlem ile işlemin davacıya tebliğ tarihlerini gösterir belgelerin sunulmasının istenildiği, bu kararın davalı idareye 25.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı idarece 31.08.2021 havale tarihli dilekçe ile ara karar gereğinin yerine getirildiği; İdare Mahkemesinin 03.09.2021 tarihli ara kararı ile davalı idareden dava konusu işlemlere ilişkin tüm bilgi ve belgeleri içeren işlem dosyasının gönderilmesinin istenildiği, bu kararın 13.09.2021 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği, bu arada dava dilekçesinin de 30.08.2021 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği, davalı idarece verilen savunma dilekçesinin 13.09.2021 tarihinde kayıtlara girdiği ve bu dilekçe ile ara karara da cevap verilerek işlem dosyasının bir örneğinin dava dosyasına sunulduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, dava dilekçesinin tebliği üzerine davalı idarece 2577 sayılı Kanunun 20/B maddesinin (ç) bendi uyarınca üç günlük savunma süresi içinde savunma dilekçesinin dosyaya sunulmadığı görülmekte ise de; yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca dava sonunda Mahkemece takdir edilecek vekalet ücretinin, salt savunmanın süresinde verilmesine hasredilemeyeceği, Mahkemece davalı idare vekili tarafından dosyaya sunulan işlem dosyası ile dava konusu işlemin tesisine dayanak alınan iddianame içeriği, ekspertiz raporu vs. bilgi ve belgelere göre idare mahkemesince temyize konu kararın verildiği, dolayısıyla davaya katkısı olduğu açık olan davalı idare vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken süresinde savunma dilekçesi verilmediğinden bahisle aksi yönde verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı, ancak bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının vekalet ücreti dışında kalan kısmının ONANMASINA,
3. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden, “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4. Davacı tarafından yapılan temyiz yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5. Davalı idare tarafından yapılan … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Posta giderleri avansından artan tutarın istemi halinde taraflara iadesine,
7. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/B maddesi uyarınca kesin olarak 21/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir