Danıştay 8. Daire, Esas No: 2018/4965, Karar No: 2022/979

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2018/4965 E. , 2022/979 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4965
Karar No : 2022/979

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Uygulama ve Araştırma Merkezinde (TÖMER), 2547 sayılı Kanunun 31. maddesi uyarınca öğretim görevlisi (öğretici) olarak görev yapan davacının, hizmetine ihtiyaç olmadığı ve yeniden sözleşme imzalanmayacağından bahisle Hizmet Sözleşmesinin 5/2 maddesi uyarınca fesih ihtarının tebliğinden itibaren 2 ay sonra sözleşmesinin sona ereceğine ilişkin Rektörlüğün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Hizmet Sözleşmesi’nin 5/2 maddesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; Hizmet Sözleşmesinin 5/2 maddesi yönünden; Sözleşmeli Öğretim Görevlisi (Öğretici) İstihdamına İlişkin Tip Hizmet Sözleşmesinde, sözleşmenin hangi hallerde feshedilebileceğinin ayrıntılı olarak düzenlenmesi ve feshin objektif kriterlere bağlanması karşısında dava konusu Hizmet Sözleşmesinin 5/2 maddesinde sebep göstermeksizin ve her zaman hizmet sözleşmesinin feshine imkan tanınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı; hizmet sözleşmesinin davacının hizmetine ihtiyaç olmadığından bahisle feshine ilişkin kısım yönünden ise; öğretim görevlisi fazlalığı oluşan dillerde hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin, hizmet süresi, sicilleri, performansları, öğrenim durumu, disiplin durumu vb. objektif ölçütler ile nesnel bir değerlendirmeye tabi tutularak belirlenmesinin personel hukukunun temel ilkelerinden olduğu; davalı idarece; TÖMER’de 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 31. maddesi çerçevesinde istihdam edilen sözleşmeli öğretim görevlisi (öğretici) olan davacı hakkında dava konusu işlem tesis edilirken, söz konusu kriterlerin göz önünde bulundurulmadığının belirtilmesi karşısında, sadece hizmet sözleşmesinin uygulandığından bahisle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının hizmetine ihtiyaç bulunmaması nedeniyle Hizmet Sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu işlemin hizmet gereklerine uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 18/02/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X) Dava; Ankara Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Uygulama ve Araştırma Merkezinde (TÖMER), 2547 sayılı Kanunun 31. maddesi uyarınca öğretim görevlisi (öğretici) olarak görev yapan davacının, hizmetine ihtiyaç olmadığı ve yeniden sözleşme imzalanmayacağından bahisle Hizmet Sözleşmesinin 5/2 maddesi uyarınca fesih ihtarının tebliğinden itibaren 2 ay sonra sözleşmesinin sona ereceğine ilişkin Rektörlüğün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Hizmet Sözleşmesi’nin 5/2 maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davacı tarafından imzalanan, Hizmet Sözleşmesinin 5/2 maddesinde; ilgili veya kurumun, 2 ay önceden yazılı olarak bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceği kurala bağlanmıştır.
Olayda; Ankara Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Uygulama ve Araştırma Merkezinde (TÖMER), 2016 yılı ders dağılım çizelgelerinde yapılan incelemeler sonucu, bazı dillerde öğretim görevlisi (öğretici) fazlalılığının tespit edilmesi ve önceki yıllara göre bazı şubelerde kayıtlı öğrenci sayısının düştüğünün anlaşılması üzerine, bazı şubelerin kapatılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda, davacının hizmetine ihtiyaç olmadığına karar verilerek, yeniden sözleşme imzalanmamış ve Hizmet Sözleşmesinin 5/2 maddesi uyarınca fesih ihtarının tebliğinden itibaren 2 ay sonra sözleşmesinin sona ereceği bildirilmiştir.
Belirli süreli iş sözleşmesi ile öğretim görevlisi istihdam eden davalı idarenin, bir kısım personelin hizmetine ihtiyaç kalmadığını tespit etmesi ve bunu somut bilgi ve belgelerle ortaya koyması durumunda, hizmetine ihtiyaç kalmayan personeli, idari işleyiş içerisinde belirleme konusunda takdir yetkisini kullanması kamu yararı ve hizmet gereğidir.
Bu bakımdan; TÖMER’de öğrenci sayısının düşmesi ve bazı şubelerin kapatılması sonucu öğretim görevlisi fazlalığının meydana geldiğini dikkate alan davalı idarenin, hizmetine daha az ihtiyaç duyduğu öğretim görevlisini belirleyerek, sözleşmesini yenilememe konusunda sahip olduğu takdir yetkisini hizmet gereklerine uygun kullandığı anlaşıldığından, dava konusu bireysel işlemde ve sözleşmenin sonlandırılmasına dayanak alınan Hizmet Sözleşmesinin 5/2 maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.

KARŞI OY :
(XX) Dava; Ankara Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Uygulama ve Araştırma Merkezinde (TÖMER), 2547 sayılı Kanunun 31. maddesi uyarınca öğretim görevlisi (öğretici) olarak görev yapan davacının, hizmetine ihtiyaç olmadığı ve yeniden sözleşme imzalanmayacağından bahisle Hizmet Sözleşmesinin 5/2 maddesi uyarınca fesih ihtarının tebliğinden itibaren 2 ay sonra sözleşmesinin sona ereceğine ilişkin Rektörlüğün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Hizmet Sözleşmesi’nin 5/2 maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
İdareye; sözleşmeli personel çalıştırıp çalıştırmama veya sözleşmesi sona eren bir personelin sözleşmesini yenileyip yenilememe konusunda takdir hakkı tanındığında tartışma bulunmamakta, takdir hakkının kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılacağı hususu ise yargısal içtihatlarla istikrarlı şekilde gözetilmektedir. Kimi hukuk yazınında ve yargı kararlarında; idarenin sözleşme yenilememe yönünde tesis ettiği işlemler ile devam eden bir sözleşmenin feshine yönelik işlemler arasındaki nitelik farkı gözetilmeksizin, sözleşme yenilememe işlemlerinde de idarenin kullandığı takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanıldığının, idarece ispat edilmesi yani somut delillerle ortaya konulması gerektiği ifade edilmektedir. Oysa, devam eden bir sözleşmenin feshi işleminde idarenin, feshin haklılığını ispat etmek diğer bir anlatımla sözleşmenin niçin feshedildiğini somut gerekçelerle ortaya koymak zorunluluğu bulunmasına karşın, süresi bitmiş bir sözleşmenin yenilenmemesi konusunda idareye ispat külfeti yüklemek yani sözleşmenin niçin yenilenmediğinin somut gerekçelerle ortaya konulmasını beklemek ya da mahkeme kararlarıyla idareyi sözleşme yenilemeye zorlamak, kanun koyucunun idareye tanıdığı takdir yetkisini büsbütün ortadan kaldırma, her nasılsa bir defa sözleşme imzalayan bir kişinin disipliner sonuç doğuran bir eylemde bulunmadığı ve bu eylemin soruşturma raporuyla tespit edilmediği sürece sözleşmesinin yargı kararıyla mütemadiyen yenilenmesini sağlama sonucunu doğuracaktır.
Öte yandan sözleşme ilişkisinin başlangıcında ilgililer tarafından sözleşmenin süreli olduğu ve sürenin bitiminde kendiliğinden ortadan kalkacağı bilinmekte olup, sözleşmesinin devamı konusunda haklı bir beklenti oluştuğundan da söz edilemez ise de; sözleşmenin istikrarlı şekilde yenilendiği durumlarda davalı idarenin sözleşme süresinin bitiminden önce karşı tarafa sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirmesi haklı beklenti ilkesinin tabii sonucu olarak görülebilir. Nitekim dava konusu işlemde de idare sözleşme süresinin bitiminden 2 ay önce sözleşmenin yenilenmeyeceğini davacıya bildirmiştir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde, davacının süresi bitmiş olan sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin bildirilmesi şeklinde tesis edilen dava konusu bireysel işlemde ve sözleşmenin sonlandırılmasına dayanak alınan Hizmet Sözleşmesinin 5/2 maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir