Danıştay 7. Daire, Esas No: 2020/3501, Karar No: 2022/423
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2020/3501 E. , 2022/423 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3501
Karar No : 2022/423
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Yapı Malzemeleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2012 ila 2014 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 18 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu bulunduğu halde ibraz edilmediğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasınn (c) bendi uyarınca karara bağlanan para cezasına vaki itirazların reddi yolundaki işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, eşyanın ithalinin, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesi olmasına rağmen bunlar olmadan gerçekleştirilmiş ya da belge varmış gibi beyan edilmiş olması halinde para cezası kararı alınabileceği, gözetim belgesinin, anılan maddede sayılan belgelerden olmadığından, alınan para cezası kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Gözetim belgesi ibraz etmeksizin eşyaların ithalini gerçekleştiren davacı adına ceza kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2012 ila 2014 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 18 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu bulunduğu halde ibraz edilmediğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca karara bağlanan para cezasına vaki itirazların reddi yolundaki işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. maddesinin 1. fıkrasında, kimsenin işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmasının olanaklı olmadığı, kimseye suçun işlendiği zamanın kanununda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği öngörülmüş; aynı maddenin üçüncü fıkrasında da cezanın yasayla konulacağı belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararının dava konusu işlemin 4458 sayılı Kanunun 6455 sayılı Kanunla değişik 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin yürürlüğe girdiği 11/04/2013 tarihinden sonra tescil edilmiş beyannamelere isabet eden hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, davalı idarece temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
Davaya konu işlemin, 11/04/2013 tarihinden önce tescil edilmiş beyannamelere isabet isabet eden kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince:
Anayasa’nın sözü edilen maddesinde öngörülen ilkeye göre; suçun, işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanuna tabi olması esastır. Bu yüzden; maddi ve manevi unsurları itibarıyla gerçekleştiği tarihte suç sayılmayan bir eylemin, daha sonra yürürlüğe giren ve bu eylemi suç sayan kanunla cezalandırılması olanaklı bulunmadığı gibi; bir suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan yasa hükmü ile belirlenen cezasını ağırlaştıran sonraki yasa hükmünün de o suça uygulanması ve failinin daha ağır ceza ile cezalandırılması uygun değildir. Diğer taraftan, Anayasamızda, suçlar ve bu suçlara öngörülen cezalar için geçerli olan ilkelerin, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda, kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık olarak tanımlanan ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun muhtelif maddelerinde yer alan kabahatler ile bu kabahatlere ilişkin olarak getirilen mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımları ve para cezaları için de geçerli olduğu konusunda duraksamaya yer yoktur.
Uyuşmazlıkta, davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşyanın, gözetim belgesi ibraz edilmeksizin ithal edildiğinden bahisle, 4458 sayılı Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, gümrüklenmiş değeri üzerinden para cezası kararı alınmış ise de, bahsi geçen hükmün değişik halinin, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle, 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinin; cezalandırmaya konu fiillerin gerçekleştirildiği 28/03/2013 tarihinde, uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi bir eşyanın tabi değilmiş veya belge alınmış gibi ithal edilmesi halini cezalandıran bir hükmün mevcut olmadığının; aksinin kabulünün “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine aykırılık oluşturduğunun anlaşılması karşısında, davaya konu işlemin, 11/04/2013 tarihinden önce tescil edilmiş beyannamelere isabet eden kısmının bu gerekçeyle iptali gerekirken, anılan kısıma ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının 6455 sayılı Kanunla değişik 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin yürürlüğe girdiği 11/04/2013 tarihinden sonra tescil edilmiş beyannamelere isabet eden hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın,11/04/2013 tarihinden önce tescil edilmiş beyannamelere isabet eden hüküm fıkrasına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 4. maddesi: “gümrük idareleri ile muhatap olan kişiler bu kanun ve kanuna dayanılarak çıkarılan tüzük. Kararneme ve yönetmk ve kararnemelerde yazılı hükümlere göre yapacağı gözetim ve kantrollere tabi olmak …….kanun tüzük kararname ve yönetmelik hükümlerine uymak gümrük idarelerinin gerek bu kanunda gerek diğer kanun tüzük kararname ve yönetmelik hükümlerinin zorunlu kıldığı her tür işlemleri yerine getirmekle sorumludurlar.” Kanunun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi: “İthali lisansa, şarta, izne, kısıntıya ve belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra eşyanın gümrüklenmiş değerinin 2 katı para cezası verilir” düzenlemelerini haizdir.
Temyize konu işlemin 6455 sayılı Kanunla değişik 235. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinin yürürlüğe girdiği 11/04/2013 tarihinden önce tescil edilmiş beyannamelere isabet eden hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemi; beyanname tarihinde Gümrük Kanunu’nda cezai düzenlemeye dair hüküm bulunmadığı gerekçesi ile dairemizce onanmıştır. Oysa, idari yaptırıma konu fiilin gerçekleştiği tescil tarihi itibari ile mevzuata baktığımızda, 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun “Suçlar ve Kabahatler” başlıklı 3. maddesinin 11. fıkrasında dava konusu fiil kabahat olarak düzenlenmiş ve idari yaptırım olarak gümrüklenmiş değerin iki katı tutarında idari para cezası verileceği, 14. maddesinde ise mülkiyetin kamuya geçirileceği düzenlenmiştir.
Bilahare bu düzenleme 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’la 4458 sayılı Kanun’da ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda yapılan değişiklik ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda yer alan kabahat fiili 4458 sayılı Kanun’a aktarılmıştır. 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 11. fıkrası 4458 sayılı Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine idari para cezası olarak, “Vergi Kaybına Neden Olan İşlemlere Uygulanacak Cezalar” başlıklı ikinci bölümde yerini almıştır.
Fiilin gerçekleştiği tarihten sonra fiil ile ilgili mevcut kanuni düzenlemenin görev ve yetkili idareyi değiştiren bir kanun hükmünün nasıl uygulanacağı sorununun aydınlatılması gerekli iken eşyaya tabi idari yaptırım kararının fiilin gerçekleştiği tarihte idarenin görevi ve yetkisinin bulunmaması sebebiyle “Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz” ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile iptali hukuka aykırı, yeterli hukuki araştırma yapılmadan verilmiş ve hukuka aykırı neticeye sebep olmakla, hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
11/04/2013 tarihinden sonra tescil edilen beyannameler yönünden ise, davacının, ithalatı gözetim belgesine tabi eşyayı matrah arttırmak suretiyle gözetim kıymet değerinin üzerinde beyan ederek, belge alma zorunluluğundan kaçındığı bilahare, iptal davası açarak fark vergileri geri aldığı buna karşılık alması gereken, ithalat için zorunlu olan gözetim belgesini almadığı yasanın amacının etkisiz kılındığı anlaşılmaktadır.
Gözetim Belgesi: ortak ticaret politikası araçlarına uyum kapsamında, AB’nin Konsey Yönetmelikleri ve Dünya Ticaret Örgütü’nün Koruma Tedbirleri Anlaşması ile belirli üçüncü ülkeler menşeili ürünlerin ithali için zorunlu olan ve bir malın ithal eğiliminin yakından izlenmesi, bu eğilimin yerli üreticiler üzerinde zarar tehditi oluşturup oluşturmadığı noktasındaki tespitler için gerekli olan ithalattan önce Dış Ticaret Müsteşarlığı’na yapılacak başvuruyla alınması gereken belge olarak tanımlanmıştır.
Kanunun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, beyanname muhteviyatı eşyanın ithalinde aranacak lisans, şart, izin, kısıntı ve uygunluk ile yeterlilik belgeleri ismen belirtilmediği gibi tahdidi olarak da sayılmadığı, bu durumda Gümrük Kanunu’nun 4. maddesine göre sorumluluğu bulunan davacının, yasal mevzuata uygun olarak düzenlenen ve resmi gazetede yayınlanan tebliğ ile ithali “gözetim belgesi”ne tabi olan eşyanın, yurt dışı gider olarak matrah artırmak suretiyle belge almaksızın ithalini gerçekleştirdiği olayda, gözetim belgesinin, tanımından da anlaşıldığı üzere Kanunun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen belgeler kapsamında bulunması nedeniyle, davacının, ithali belli kuruluşların vereceği uygunluk ve kısıntıya tabi değilmiş gibi beyan ettiği açık olmakla, kanunen aranan cezalandırma şartlarının gerçekleştiği anlaşıldığından aksi yönde verilen hukuka aykırı Kararın bozulması gerektiği oyu ile Dairemiz kararına katılmıyorum.