Danıştay 7. Daire, Esas No: 2019/693, Karar No: 2022/418
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2019/693 E. , 2022/418 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/693
Karar No : 2022/418
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Boya Kimya Otomotiv İletişim Bilgisayar Elektrik Elektronik Medikal İnşaat Malzemeleri İmalat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 2016 yılının Mart ilâ Mayıs dönemlerine ait özel tüketim vergilerinin mahsuben iade talebinin … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu uyarınca kısmen reddine ilişkin işlemin iptali ve anılan rapora dayanılarak bahsi geçen dönemler için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergileri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda yer alan tespitlerden, davacı şirketin elektrik tüketim bilgisi ile üretebileceği ürün miktarı ve ürettiğini iddia ettiği ürün miktarı arasında bariz bir uyumsuzluğun bulunduğu, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad sayılmayan bir hususun iddia edilmesi halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa düşmesine karşın, davacı tarafından üretimin kanıtlanamadığı, jeneratörlerin alınmasından önceki dönemlerde de aynı miktarlarda üretimin yapıldığı, elektrik kesintisi ve voltaj düşüklüğüne ilişkin iddiaların ise vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olan kişilerin ifadeleri nazara alındığında gerçeği yansıtmadığı, dönem başı ve dönem sonu mal stoku miktarı ile dönem içinde yapılan mal alış miktarlarına göre işletmede satılması gereken mal miktarının ve kayıtlarda yer alan satış miktarının karşılaştırılması sonucunda hasılatın bir kısmının kayıt dışı bırakıldığının anlaşıldığı, davacının düzenlediği faturalardan üretebileceği maksimum aerosol miktarı hesaplanıp bu kısmın aerosol olarak satıldığı, kalan kısmın ise aerosol satışı gibi belge düzenlemek suretiyle stok azaltılması amacıyla elden çıkartılarak muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı faturalarla belgelendirildiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu mahsuben iade talebinin kısmen reddine ilişkin işlem ile üç kat vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı, bilanço aktif hesapları arasında yer alan kasa hesabının muhasebe kural ve ilkeleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği uyarınca sürekli borç bakiyesi vermesi gerekirken, kasa hesabına alacak bakiyesi verecek şekilde yapılan kayıt muhasebe usul ve esaslarına aykırı olduğundan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında da hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirketin salt tükettiği elektrikten hareketle üretimi gerçekleştirecek kapasitesinin bulunmadığı sonucuna varılamayacağı, inceleme raporundaki tespitlerin başka bir şirkete ilişkin olduğu, emtianın üretime sevk edilmesi neticesinde imali yapılan ürünlerin satışının gerçekleştirildiği ve yasal defterlere kaydının yapıldığı, varsayımlara dayalı bir vergi incelemesi sonucunda tesis edilen işlemlerin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve 168,30 TL’den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Dairece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 07/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.