Danıştay 7. Daire, Esas No: 2019/1078, Karar No: 2022/486
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2019/1078 E. , 2022/486 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/1078
Karar No : 2022/486
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Gıda Lojistik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı “taze muz” cinsi eşya için referans kıymet üzerinden tahakkuk ettirilerek ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin, eşyaya ait faturada gösterilen kıymete göre hesaplanan tutardan fazlasının 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi talebinin reddine dair karara vaki itirazın reddine ilişkin işlemin gümrük vergisine isabet eden kısmının iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, olayda, davalı idarece tespit edilmiş bir kıymet farkının bulunmadığı, kanunen alınmaması gereken bir verginin davacıdan tahsil edildiği, bu itibarla ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi talebinin reddine dair karara vaki itirazın reddine ilişkin işlemde hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava dilekçesinde işlemin katma değer vergisine ilişkin kısmının davaya konu edilmemesi nedeniyle, davanın konusunun, işlemin gümrük vergisine isabet eden kısmı olduğunu saptamak suretiyle düzeltilen kararın, hukuka ve usule uygun olduğu, davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının kendi özgür iradesiyle beyan ederek ödediği vergilerin iadesini isteyemeyeceği, Gümrük Kanunu hükümlerine göre beyan bağlayıcı olduğundan, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 11/02/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Gümrük mevzuatımıza göre, gümrük vergileri de genel olarak diğer vergilerde olduğu gibi beyana dayalıdır. Bu beyanın doğruluğunun idarece muayene sırasında, denetleme veya teslimden sonra kontrol edilebileceği 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.
Gümrük idaresinin kendisine yapılan beyanın gerçekliği ve doğruluğu konusunda yapılacak incelemede kullanılmakta ve beyanın ayrıntılı olarak incelenmesine gerek olup olmadığı yönünden yol gösterici olamak üzere, belli ürün gruplarına yönelik olarak asgari fiyat belirlenmesi halinde “referans fiyat” tan söz edilmektedir. Bu bağlamda, beyan edilen kıymet referans fiyatın altında ise beyanın ayrıntılı olarak incelenmesine ve kıymet araştırmasına gidilerek eşyanın gerçek kıymetinin tespiti yapılmaktadır.
Dosya içeriğinden, idarenin referans fiyat uygulamasına tabi eşyaya ilişkin daha düşük fatura bedeline tabi ithal edilmek istenen ürünün, ithalatını gerçekleştirmek amacıyla beyannameye yurt dışı gider adı altında ithalatçının kendi iradesiyle gider göstermek suretiyle referans fiyatın üstünde beyanda bulunulduğu, bu durumda matrah referans fiyat üzerinde kalmakla, kıymet araştırmasının yapılması engellenmekle içinde neleri ihtiva ettiği ve ne kadarının gerçekten yurt dışı gider olduğu, ne kadarının referans fiyata ulaşmak için arttırıldığı bilinmeyen yurt dışı giderler, eşyanın kıymetinin araştırılmasını etkisiz kılmak amacıyla kullanılmakta ve daha sonra fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verilmesinin istenildiği işbu davalarda ikrar edilmekle anlaşılmaktadır.
Aynı Kanunun 61. maddesinin 3. fıkrasında beyanın bağlayıcılığının esas olduğu yönündeki emredici hüküm karşısında yurt dışı gider olmaksızın kasten yapılan matrah arttırıcı beyan sebebiyle iade taleplerinin yerine getirilemeyeceği 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesinin 1. fıkrasında “…kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse…” şeklinde açıkça emredici hüküm olarak yer alan düzenleme ve herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken uymak zorunda olduğu ve hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağına ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralının herkes ve her hukuki durum için geçerli olması, kanun ve sözleşmeden doğan tüm hakların kullanımında uygulama alanı bulması göz önüne alındığında ve Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 02/07/1966 tarih ve E:1965/13, K:1966/6 sayılı kararı gereği iade talebinin reddi gerektiğinden temyiz isteminin kabulü ile istinaf kararının bozulması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.