Danıştay 7. Daire, Esas No: 2018/979, Karar No: 2022/1560
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/979 E. , 2022/1560 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/979
Karar No : 2022/1560
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Bakanlığı adına …Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının aleyhlerine olan kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adna tescilli …tarih ve …sayılı; …tarih ve …sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı …gümrük tarife istatistik pozisyonunda beyan ve ithal edilen “fermuar” ticari tanımlı eşyanın, …ve …pozisyonlarında yer aldığından e-kayıt belgesine tabi olduğundan bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen dampinge karşı vergi ile gümrük ve katma değer vergileri, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca karara bağlanan para cezasına vaki itirazların ek tahakkuk ve para cezası tutarının artırılması suretiyle reddine dair işlemlerin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; dava konusu ek tahakkuk ve para cezası miktarlarının bölge müdürlüğü kararında arttırıldığı ve her bir kararın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, işlemin 67.916,59-liralık ek tahakkuk kısmının değerlendirilmesinden; 4981 sayılı beyannamenin 2.kalemi 2889 sayılı beyannamenin 15.kalemindeki fermuar cinsi eşyanın …pozisyonunda ve %2,7 gümrük vergisi ile %18 katma değer vergisi ödenerek ithal edildiği, davalı idarece, eşyanın özel olarak 96.07 pozisyonunda düzenlendiği ve bu pozisyonda beyan edilmesi gerektiği, pozisyon numarasının tam olarak belirtilmediği, 96.07.11 pozisyonundaki eşyanın gümrük vergisi oranının %6,7, … ve … pozisyonundakilerin ise gümrük vergisi oranının %7,7 olarak belirlendiğinin anlaşılması karşısında, davalı idarece alt fasıllarda yer alan eşyaların gümrük vergisi oranının farklı olmasına karşın, eşyaların alt fasıllarda yer alan ayrıntılı pozisyon numarasının kesin ve somut bir şekilde ortaya konulamaması sebebiyle ek tahakkukun bu kısmında hukuka uyarlık görülmediği; dampinge karşı vergi bakımından; eşyanın Çin Halk Cumhuriyetinden ithalatında 3 ABD Doları/kg dampinge karşı verginin uygulandığı, faturalarda “China” yazıldığından, ayrıca beyanname eki ayrıntılı tabloda da menşe ülke kodunun (720) – Çin olduğu görüldüğünden eşyanın Çin menşeli olduğu sonucuna ulaşılmış olup ek tahakkukun bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı; 2889 sayılı beyannamenin 11.kalemindeki “çanta aksesuarı” cinsi eşyanın …pozisyonunda %2,7 gümrük vergisi ve %18 katma değer vergisi ödenerek ithal edildiği, davalı idarece 9607.19.00.00.11 pozisyonunda “fermuar” cinsi eşya olarak değerlendirilerek ek tahakkukun yapıldığı, ara kararına davalı idarece verilen cevapta yer alan faturaların, antrepo tespit tutanaklarının ve antrepo beyannamelerinin incelenmesinden; eşyanın faturasında “accessories material” olarak belirtildiği, antrepo beyannamesi ve antrepo tespit tutanaklarında eşyanın “çanta aksesuarı” olarak görüldüğünden, davalı idarece hatalı tespit yapıldığı sonucuna ulaşılmış olup, ek tahakkukun bu kısmında da hukuka uyarlık görülmediği; davaya konu işlemin, 131.702,16-liralık para cezasına ilişkin kısmının değerlendirilmesinden; her ne kadar davalı idare tarafından e-kayıt belgesi 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının c) bendi kapsamında yeterlilik belgesi olarak nitelendirilse de, yukarıdaki açıklama ve tespitler esas alındığında; anılan belgenin, eşyanın ithalinde aranan lisans, şart, izin, kısıntı ya da belirli kuruluşlarca düzenlenecek uygunluk veya yeterlilik belgesi niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, tesis edilen işlemin para cezası kararına ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği; ek tahakkukun ve para cezasının bölge müdürlüğünce arttırılan kısmına gelince; kişilerin idarece alınan kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara itirazı üzerine, itiraza konu işlemin hukuka uygun olup olmadığının kontrol edilerek, itiraz sebeplerinin yerinde görülmesi halinde işlemin geri alınabileceği veya kaldırılabileceği, ancak, itiraz konusunun aşılarak vergi veya cezanın miktarının arttırılamayacağı gibi gümrük müdürlüğünce tahakkuk ettirilmemiş bir verginin de işleme dahil edilemeyeceği, gümrük mevzuatında buna ilişkin olarak verilmiş bir yetkinin bulunmadığı, bu nedenle, ek tahakkuk ve para cezası tutarının yükseltilmek suretiyle düzeltilerek onanması işleminde, bölge müdürlüğünün itirazın konusunu aşarak işlem tesis ettiği anlaşıldığından arttırılan kısmında yetkisizlik sebebiyle hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, dava konusu ek tahakkukun, …tarih ve …sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin dampinge karşı vergiye isabet eden kısmı yönünden davanın reddine, ek tahakkukun geriye kalan kısmı ile para cezasının tamamının iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Fermuar ithal eden davacı adına tescilli 24/10/2014 ve 07/08/2015 tarihli 2 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için yapılan dampinge karşı vergi, gümrük ve katma değer vergisi ek tahakkuku ile alınan para cezası kararına yönelik itirazın, ek tahakkuk ve para cezası tutarının arttırılması suretiyle reddi işlemine karşı açılan davada, ek tahakkukun 24/10/2014 tarihli beyanname muhteviyatı eşyaya ilişkin dampinge karşı vergiye isabet eden kısmı yönünden davanın reddine, geriye kalan kısmı ile para cezasının kaldırılmasına ilişkin karara yönelik istinaf başvurularının reddine dair hüküm; gümrük idaresi tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 24. maddesinin (e) bendinde; kararlarda, kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hükmün belirtileceği kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin 2. fıkrasında, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği kabul edilmişitir.
Vergi mahkemesince yapılan inceleme sonucu; 24/10/2014 tarihli beyannamenin 2. kalemi ile 07/08/2015 tarihli beyannamenin 15. kalemindeki eşya için yapılan gümrük ve katma değer vergisi ek tahakkukunun; eşyanın olması gereken tarife pozisyonunun kesin ve somut bir şekilde ortaya konulmaması nedeniyle iptaline; dampinge karşı vergi yönünden dava konusu her 2 beyanname için de eşyanın faturalarında Çin Halk Cumhuriyeti yazması, beyannamede menşe ülke kodunun (720) Çin olarak gösterilmesi nedeniyle menşeinin Çin Halk Cumhuriyeti olduğu sonucuna ulaşılarak ek tahakkukun bu kısmı yönünden davanın reddine, 07/08/2015 tarihli beyananmenin 11. kalemindeki eşyanın “fermuar” olmayıp, “çanta aksesuarı” olması nedeniyle idarece hatalı olarak işlem tesis edildiğinden ek tahakkukun bir kısmının iptaline, Gümrük Bölge Müdürlüğünce arttırılan tutar ile kanunda aranan şartlar gerçekleşmediğinden para cezasının da iptaline karar verildiği saptanmıştır. Bununla birlikte, hüküm fıkrasında; kararın gerekçesinde her iki beyanname için dampinge karşı vergi yönünden davanın reddi gerektiği sonucuna varılmasına karşın, sadece 24/10/2014 tarihli beyanname için hüküm tesis edildiği, 07/08/2015 tarihli diğer beyanneme için herhangi bir hüküm verilmediği görülmektedir.
Mahkemece verilen hüküm, bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Hükmün asli unsurlarından olan gerekçenin hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekmektedir. Gerekçe hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü mahkeme kararlarına olan güveni sarsacağı gibi gerekçe ve hüküm arasındaki çelişki, tek başına bozma sebebi oluşturduğundan hükmün, münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı adına tescilli …tarih ve …sayılı; …tarih ve …sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşya için ek olarak tahakkuk ettirilen dampinge karşı vergi, gümrük ve katma değer vergileri ile para cezasına vaki itirazların ek tahakkuk ve para cezası tutarının artırılması suretiyle reddine dair işlemlerin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Olayda; 24/10/2014 ve 07/08/2015 tarihli 2 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi için dampinge karşı vergi ek tahakkuku yapıldığı ve her iki beyannamenin de dava konusu edildiği kararda, dampinge karşı vergi bakımından, ek tahakkukun bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla birlikte; kararın hüküm fıkrasında, 2 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesinden sadece …tarih ve …sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin dampinge karşı vergiye isabet eden kısım yönünden davanın reddine hükmedilmiş, dava konusu ek tahakkukun geriye kalan kısmı ile para cezasının iptaline karar verilmiş, tarafların istinaf başvuruları da reddedilmiştir.
Yargılama Hukukunda, yargı (hüküm), uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin, yargılama sürecinin sonunda ulaştığı “sonuç”tur. Yargı yerinin bu sonuca ulaşırken bir gerekçeye dayanması, hem Anayasamızda, hem de yargılama hukukumuzda yer alan ilkelerdendir. Gerekçe, hakimin, önüne gelen uyumazlıkla ilgili olarak saptadığı maddi olgular ile verdiği hüküm arasındaki hukuki değerlendirmedir. Başka bir deyişle gerekçe, maddi olgular ile hüküm fıkrası arasındaki köprüdür. Gerekçe, aynı zamanda kararın hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesine de olanak tanır. Yargı kararlarının mutlaka gerekçeli olması gerektiği yolundaki ilkenin amacı da budur. Yargı kararlarının tarafların iddia ve savunmalarının özetini, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi, hükmün sonuç kısmında da gerekçeye uygun olarak verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişkinin bulunması yargılama hukukuna aykırılık teşkil etmektedir. Bununla birlikte hüküm fıkrası, tarafların kanun yoluna başvurması açısından belirleyici de olmaktadır.
Kararın gerekçesinde her iki beyanname için de dampinge karşı vergi yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmasına karşın sadece 24/10/2014 tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin vergiye isabet eden kısım yönünden davanın reddine hükmedilmiş, 07/08/2015 tarihliserbest dolaşıma giriş beyannamesini de kapsayacak şekilde dava konusu ek tahakkukun geriye kalan kısmının iptaline karar verildiği saptanmıştır. Dolayısıyla, gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunan karara yönelik istinaf başvurusunu reddeden temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2….Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 12/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.