Danıştay 7. Daire, Esas No: 2018/3333, Karar No: 2022/263
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/3333 E. , 2022/263 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3333
Karar No : 2022/263
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen nihai kullanım izin belgesi kapsamında … tarih ve …sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen eşyaya ilişkin olarak verilen teminat mektubunun iadesi istemiyle yapılan başvurunun, davacının faaliyet adresinde bulunmaması nedeniyle denetim yapılamadığından reddine ve teminata bağlanan vergilerin ve gecikme zammının ödenmesi, aksi halde teminat mektubunun irat kaydedileceğinin bildirilmesine dair işleme vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2009/15481 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Karar’ın 9. maddesinde, nihai kullanıma konu eşyanın, a) amacı dışında kullanımının söz konusu olması, b) aldatıcı işlem ve davranışla, izin belgesi alınmadığı halde alınmış gibi gösterilerek indirimli veya sıfır oranında gümrük vergisi tatbik edilmesi, c) izin belgesi alınmadan nihai kullanım hükümlerinden yararlanılması durumunda cezai hükümler saklı kalmak kaydıyla gümrük vergilerinin tahsil edileceği hükmüne yer verildiği, anılan Karar’da, yükümlülerin nihai kullanım kapsamındaki ithalatlarda vergi indiriminden yararlanmaları için, beyannamede, eşyanın nihai kullanım kapsamında ithal edildiğini beyan etmeleri, fark vergilere ilişkin teminatın verilmesi ve eşyanın nihai kullanıma tahsis edilerek, öngörülen amaç ve süre içinde kullanmaları hususlarının ana ve belirleyici koşul olarak belirtildiği, olayda, davalı idarece, davacının adresini terk ettiğinden bahisle denetim yapılamadığı gerekçesiyle nihai kullanıma tabi eşyalar için öngörülen düzenlemelerden davacının yararlanamayacağı sonucuna varılarak dava konusu işlem tesis edilmişse de, davacının serbest dolaşıma giriş beyannamesinde eşyanın nihai kullanıma tabi olduğunu beyan ettiği, adına izin belgesi düzenlendiği, vergi indiriminden yararlanması için aranan tüm koşulları yerine getirdiği, nihai kullanım kapsamında askıya alınan fark vergiler için gerekli teminatı verdiği, eşyanın beyan doğrultusunda imalatta kullanılarak “soslu mısır” üretildiği ve bu konudaki belgelerin idareye sunulduğu, davacının faaliyet adresini terk etmesi nedeniyle denetim yapılamadığı gerekçesinin ürünün amacına uygun üretilip üretilemediğinin tespitinde tek başına veri olarak dikkate alınamayacağı, üretilen soslu mısırın satıldığı firmaların belli olduğu, gerekirse bu firmalar nezdinde yapılacak karşıt inceleme veya sair tespitlerle ürünün amacı dışında kullanılıp kullanılmadığının somut olarak ortaya konulabileceği, davacının faaliyetinin sona ermesi nedeniyle adresini terk etmesi ve bu nedenle davalı idarece denetim yapılamamasının, davacının nihai kullanım uygulamasından çıkarılması için yeterli nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, faaliyet adresinin terk edildiğine ilişkin herhangi bir bilginin verilmediği, adres kapalı olduğundan eşyanın amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığına dair tespitin yapılamamasının davacının kusurundan kaynaklandığı, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 26/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.