Danıştay 6. Daire, Esas No: 2021/3668, Karar No: 2022/2138
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/3668 E. , 2022/2138 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/3668
Karar No : 2022/2138
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … – …
2- …Genel Müdürlüğü – …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : “Hemşin-Çamlıhemşin İl Yolu (şehir geçişi) Projesi” kapsamında, ekli listede belirtilen taşınmazlar ile üzerlerindeki müştemilatın, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 04/03/2020 tarih ve 31058 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 03/03/2020 tarih ve 2196 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, Rize İli, Hemşin İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel ile … ada, … parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Acele kamulaştırmanın üstün kamu yararı ile sınırlı istisnai nitelik taşıması gerektiği, olayda üstün kamu yararının bulunmadığı, yol projesinin yeşil yol projesi ile birlikte planlandığı ve bağlantı yolu niteliği taşıdığı, yol boyunca sürekli yapılaşmaya yol açacağı, yayla yerleşmelerinin özgünlüğünü zayıflatacağı, ekolojik tahribata yol açacağı, “Hemşin Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi Alanı” ilan edilmesine dair alınan … tarih ve … sayılı Belediye Meclisi kararının … Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin … tarihli, ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, yolun Hemşin şehir merkezinden geçecek olmasının şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu, “Hemşin Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi” kapsamında birden çok belediye meclisi kararı ve Bakanlar Kurulu Kararının alındığı ve bu kararların yargı mercilerince iptal edildiği, Hemşin ilçesinin daha geniş bir yol ağına ihtiyacının olmadığı, davaya konu taşınmazların bitişiğinde TOKİ tarafından yeni işyerlerinin yapıldığı, vatandaşın taşınmazlarının ucuza alınarak lüks konut üretilip yüksek fiyatla satılmasının amaçlandığı, mülkiyet hakkının olağan koşulları içinde sınırlandırılmasının pratik olmaması nedeniyle böyle bir yola başvurulduğu, aciliyetin söz konusu olmadığı ileri sürülmektedir.
DAVALILARIN SAVUNMASI : Usul yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddinin gerektiği, esas yönünde ise, Hemşin-Çemlıhemşin İl Yolu (şehirgeçişi) km:0+000.00-1+195.00 arasında kalan kesim için bir an önce yol yapım çalışmalarının tamamlanması gerektiği, olağan kamulaştırma yoluyla kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmasının uzun zaman aldığı, dolayısıyla yol çalışmalarının kesimler halinde ve aralıklı olarak sürdürülmek zorunda kalındığından yol yapım bütünlüğünün sağlanamadığı, bölgenin durumu, yol projesinin ehemniyeti ve ivediliği dikkate alınarak işin önemini ve özelliğini kaybetmemesi ve gecikme nedeniyle uğranılması muhtemel kayıpların önüne geçilmesi için acele kamulaştırma kararının alındığı, dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu, etüt çalışması üzerine güzergahın belirlendiği, olağan kamulaştırma yönteminin projenin inşasını sekteye uğratacağı, büyük gecikmelere sebebiyet vereceği, söz konusu gecikmelerin de kamu kaynaklarının önemli ölçüde zayi olmasına neden olacağı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava; Rize İli, Hemşin İlçesi … Mahallesi, … ada, … ve … parsel ile … ada, … parsel sayılı taşınmazların “Hemşin-Çamlıhemşin İl Yolu (şehir geçişi) Projesi” kapsamında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 04/03/2020 tarih ve 31058 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 03/03/2020 tarih ve 2196 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Anayasanın 35. maddesinde: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasında, idarelerin kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilecekleri düzenlenmiş; aynı Kanunun 6. maddesinin son fıkrasında da, onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için kamu yararı kararı alınmasına gerek olmaksızın yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir kararın alınması yeterli görülmüştür.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde ise, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararının tapu müdürlüğüne bildirileceği, taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmünün tapu kütüğüne şerh edilleceği, el koyma kararından sonra taşınmaz malın 20. madde uyarınca boşaltılacağı, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gerektiği; 2942 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için kamu yararı kararı alınmasına gerek bulunmamakla birlikte, yetkili icra organı tarafından kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir kararın alınmasının yeterli görüldüğü; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 27. maddesinde ise, acele kamulaştırma usulünün olağanüstü bir kamulaştırma usulü olarak öngörüldüğü ve ancak istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğu, bu yöntemin uygulanmasının gerekçesi olarak olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına işaret eden kamulaştırma şartlarının ortaya konulmasının gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesinin 15/04/2021 tarihli, E:2021/3668 sayılı ara kararına verilen, Hemşin Belediye Başkanlığının … tarih ve … sayılı cevap yazısının incelenmesinden, Rize İli, Hemşin İlçesi, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının onaylanmasına dair Hemşin Belediye Meclisinin … tarihli, …ve … sayılı kararlarının iptali istemiyle açılan davada, Rize İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davaya konu imar planlarının üst ölçekli plan hüküm, strateji ve öngörülerine uygun olmadığı ve planların kademeli birlikteliğine aykırı olduğu, arazi kullanım örüntüsünün Çevre Düzeni Planı arazi kullanım şemasına uymadığı, Çevre Düzeni Planında yapılaşma dışı tutulan bazı alanların yapılaşmaya konu edildiği, davaya konu imar planlarında alansal kullanımlar açısından Çevre Düzeni Planı hükümlerine aykırılıklar bulunduğu, 2014 yılı onaylı imar planlarındaki yargı kararının iptal gerekçelerinden olan yapı ve nüfus yoğunluğu öngörüsünün davaya konu imar planlarında daha da artırıldığı, planda yeterli sosyal ve teknik alt yapı alanlarının ayrılmadığı, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin Ek-2 tablosunda belirtilen standartların bütünüyle karşılanmadığı, kişi başına düşen inşaat alanı miktarının fazla belirlenmesi suretiyle yapı yoğunluğunun artırıldığı, bunun sonucunda zaten yetersiz olan sosyal donatı ve teknik alt yapı alanlarının iyice yetersiz kalması sonucunu doğuracağı, dava konusu planların plansız durumu teşvik etmekte olduğu, imar mevzuatı ile belirlenen çekme mesafeleri dışında işlem tesis edilebilmesinin önünün açıldığı, yerleşimin ana omurgası olarak 20 m en kesidi ile başlayan yolun kent içerisinde önce 16 m takiben ise 10 m keside düştüğü, bu durumun yol sürekliliğini bozduğu, 2014 yılı onaylı planlarındaki nüfus, işgücü, sektörel analizler konusundaki eksiklikler ile üst ölçekli plan hükümlerine aykırılıkların dava konusu planlarda aynen devam ettirildiği, 2014 yılı planına göre yapı yoğunluklarının daha da artırıldığı, davaya konu planların şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına, üst ölçekli plan hükümlerine ve kamu yararına aykırı olduğunun belirtildiği, anılan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… sayılı kararıyla dava konusu işlemlerin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği, anılan karara itiraz edilmesi üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve Yd İtiraz No: … sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda; dava konusu acele kamulaştırma işleminin dayanağı olan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… sayılı kararıyla anılan imar planlarının yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği dikkate alındığında, dava konusu acele kamulaştırma işleminin dayanağının kalmadığı açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 04/03/2020 tarih ve 31058 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 03/03/2020 tarih ve 2196 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 23/02/2022 tarihinde, davacı vekili Av. …’nın, davalılar vekili Av. …’in geldiği, Danıştay Savcısı … ‘ın hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Hemşin Belediye Meclisinin … günlü, … sayılı kararıyla, Hemşin Karayolları Kent İçi Geçişine ait 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin onaylanmasına karar verilmiştir.
Hemşin Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla, Hemşin-Çamlıhemşin İl Yolu (şehir geçişi) Projesi kamulaştırma planına göre ilgili kısım için 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin onaylanmasına karar verilmiştir.
Karayolları 10. Bölge Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısıyla, Hemşin-Çamlıhemşin İl Yolu (şehir geçişi) Projesi” kapsamında ihtiyaç duyulan taşınmazların kamulaştırılması hususu Karayolları Genel Müdürlüğünden talep edilmiştir.
Karayolları Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısıyla; kamulaştırma talep edilen bölgeye ait onaylı imar planı bulunduğundan kamu yararı kararı alınmasına gerek olmadığı ve 2942 sayılı Kanunun 6. maddesinin son paragrafına göre kamulaştırma işlemlerine başlanılmasına dair onay alınmıştır.
Hemşin Belediye Meclisinin … tarih ve … ve … sayılı kararlarıyla, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının onaylanmasına karar verilmiştir.
Dava konusu 03/03/2020 tarih ve 2196 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile “Hemşin-Çamlıhemşin İl Yolu (şehir geçişi) Projesi” kapsamında davacıya ait taşınmazların da aralarında bulunduğu taşınmazların, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kanunun 27. maddesine istinaden acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Bakılan dava, bu acele kamulaştırma kararının davacıya ait taşınmazlar yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
Karayolları Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında; davaya konu acele kamulaştırma kararının dayanağının Hemşin Belediye Meclisinin … tarihli …ve … sayılı kararlarıyla onaylanan 1/5000 ölçekli ve 1/1000 ölçekli imar planları olduğu belirtilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasında, idarelerin kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilecekleri düzenlenmiş; aynı Kanunun 6. maddesinin son fıkrasında da, onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için kamu yararı kararı alınmasına gerek olmaksızın yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir kararın alınması yeterli görülmüştür.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde ise, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararının tapu müdürlüğüne bildirileceği, taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmünün tapu kütüğüne şerh edilleceği, el koyma kararından sonra taşınmaz malın 20. madde uyarınca boşaltılacağı, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul Yönünden:
Davanın süresinde açılmadığı iddiası ile ilgili olarak;
Uyuşmazlıkta, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının davacıya tebliğ edildiğine dair belgenin dosyaya sunulmadığı görüldüğünden, davacı tarafından öğrenme tarihi üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava açılmakla, davalı idarelerin davada süre aşımı bulunduğu yönündeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Esas Yönünden:
Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir.
2942 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için kamu yararı kararı alınmasına gerek bulunmamakta olup, yetkili icra organı tarafından kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir karar alınması yeterli görülmüştür.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 27. maddesi incelendiğinde ise, acele kamulaştırma usulünün olağanüstü bir kamulaştırma usulü olarak öngörüldüğü, istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğu, bu yöntemin uygulanmasının gerekçesi olarak olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına işaret eden kamulaştırma şartlarının ortaya konulması gerektiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; Karayolları 10. Bölge Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısıyla, Hemşin-Çamlıhemşin İl Yolu (şehir geçişi) Projesi” kapsamında ihtiyaç duyulan taşınmazların kamulaştırılması hususu Karayolları Genel Müdürlüğünden talep edildiği, Karayolları Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısıyla; kamulaştırma talep edilen bölgeye ait onaylı imar planı bulunduğundan kamu yararı kararı alınmasına gerek olmadığı ve 2942 sayılı Kanunun 6. maddesinin son paragrafına göre kamulaştırma işlemlerine başlanılmasına onay verildiği, davalı idare tarafından … günlü, … ve … sayılı meclis kararı ile onaylanan imar planlarına dayanılarak dava konusu acele kamulaştırma kararının alındığının belirtildiği, Hemşin Karayolları Kent İçi Geçişine ait 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin onaylanması yolundaki … günlü, … sayılı Hemşin Belediye Meclis kararının iptali istemiyle açılan davada, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının kaldırılarak dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği, Rize İli, Hemşin İlçesi, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının onaylanmasına dair Hemşin Belediye Meclisinin … tarihli, … ve … sayılı kararlarının iptali istemiyle açılan davada, Rize İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davaya konu imar planlarının üst ölçekli plan hüküm, strateji ve öngörülerine uygun olmadığı ve planların kademeli birlikteliğine aykırı olduğu, arazi kullanım örüntüsünün Çevre Düzeni Planı arazi kullanım şemasına uymadığı, Çevre Düzeni Planında yapılaşma dışı tutulan bazı alanların yapılaşmaya konu edildiği, davaya konu imar planlarında alansal kullanımlar açısından Çevre Düzeni Planı hükümlerine aykırılıklar bulunduğu, 2014 yılı onaylı imar planlarındaki yargı kararının iptal gerekçelerinden olan yapı ve nüfus yoğunluğu öngörüsünün davaya konu imar planlarında daha da artırıldığı, planda yeterli sosyal ve teknik alt yapı alanlarının ayrılmadığı, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin Ek-2 tablosunda belirtilen standartların bütünüyle karşılanmadığı, kişi başına düşen inşaat alanı miktarının fazla belirlenmesi suretiyle yapı yoğunluğunun artırıldığı, bunun sonucunda zaten yetersiz olan sosyal donatı ve teknik alt yapı alanlarının iyice yetersiz kalması sonucunu doğuracağı, dava konusu planların plansız durumu teşvik etmekte olduğu, imar mevzuatı ile belirlenen çekme mesafeleri dışında işlem tesis edilebilmesinin önünün açıldığı, yerleşimin ana omurgası olarak 20 m en kesidi ile başlayan yolun kent içerisinde önce 16 m takiben ise 10 m keside düştüğü, bu durumun yol sürekliliğini bozduğu, 2014 yılı onaylı planlarındaki nüfus, işgücü, sektörel analizler konusundaki eksiklikler ile üst ölçekli plan hükümlerine aykırılıkların dava konusu planlarda aynen devam ettirildiği, 2014 yılı planına göre yapı yoğunluklarının daha da artırıldığı, kişi başına düşen 90 m² inşaat alanının yöre halkı için gerekli olduğu yargısı ile 2014 yılı nüfus ve yapı yoğunluğu değerlerinin aşılmaya çalışıldığı, bu yönüyle davaya konu imar planlarının 2014 yılı imar planlarını iptal eden ilgili Mahkeme kararının iptal gerekçelerini karşılamaktan uzak olduğu, davaya konu planların şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına, üst ölçekli plan hükümlerine ve kamu yararına aykırı olduğunun belirtildiği, anılan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle, planlama teknikleri açısından eksik ve yetersiz olduğu ve güncel analiz ve sentez çalışmalarına dayanmadığı, sosyal-teknik altyapı alanlarının standartların çok altında olduğu ve mevzuata uygun şekilde kullanıma ayrılmadığı, planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırı olarak üst ölçekli çevre düzeni planı ana ilkeleri ve kararları ile eşgüdümlü olmadığı anlaşılan dava konusu imar planlarında imar mevzuatına, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları ile kamu yararına uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu ve yargılamanın devam ettiği görülmektedir.
Bu durumda; dava konusu acele kamulaştırma işleminin dayanağı olan Hemşin Belediye Meclisinin … tarihli … ve … sayılı kararlarıyla onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla anılan imar planlarının iptaline karar verildiği dikkate alındığında, dava konusu acele kamulaştırma işleminin dayanağının kalmadığı açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Dava konusu işlemin uyuşmazlığa konu parsellere ilişkin kısmının İPTALİNE,
2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam ..-TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4.Varsa posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5.2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.