Danıştay 6. Daire, Esas No: 2018/3348, Karar No: 2022/3130
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/3348 E. , 2022/3130 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/3348
Karar No : 2022/3130
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muğla İli, Marmaris İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … pafta, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda … Bakanlığının 23.07.2014 tarihli kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Marmaris ve Çevresi Turizm Alanı … Arkeolojik Sit Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu imar planlarında kullanım kararlarının 127 parsel için “günübirlik tesis alanı”, 48 sayılı parselin “park” alanı ve … sayılı parselin büyük kısmının “günübirlik tesis alanı” bir kısmının ise “park alanı” olarak belirlenmesinin dava konusu edildiği, … Turizm Alanı Kumlubük Arkeolojik Sit Alanı 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında anılan parseller için aynı kullanım kararlarının alındığı, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında dava konusu alanların “Özel Kanunlara Tabi Alanlar” başlığı altındaki “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi/Turizm Merkezi ve Milli Park” alanı sınırları içerisinde yer aldığı ve arazi kullanım kararlarının “tarım arazisi” olarak gösterildiği fakat burada bir uyumsuzluk bulunmadığı, zira “özel kanunlara tabi alanlara” ilişkin yeni kullanım kararı getirilmediği dava konusu parseller gibi alanların kesin kullanım kararlarının planlama yetkisi olan kurum tarafından yapılacak alt ölçekli planlara bırakıldığından bu üst ölçekli plan açısından da uyumsuzluk görülmediği, planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu, öte yandan dava konusu parsellerin kıyı kenarında olduğu, kıyılara özgü planlama ilkeleri açısından durum değerlendirildiğinde, kısmi yapılaşma bulunmadığı anlaşılan bölgede ilgili mevzuat gereğince sahil şeridinin kıyı kenar çizgisinden karaya doğru 100 metre olarak belirleneceği ve ilk 50 metrenin yeşil alan gezinti ve yaya yolları olarak kullanılabileceği sonraki 50 metrenin ise toplumun kullanımına açık günübirlik turistik tesisler, taşıt yolları vs. olarak kullanılabileceği, sahil şeridinin ilk 50 metresinin “park alanı” yerine rekreasyon alanı olarak belirlenmesi isteminin parkların tümüyle kamuya ait alanlarken rekreasyon alanlarının hem kamuya hem özele ait alanlar olması nedeniyle kamusal kullanımı sınırlayacağı, dava konusu parsellerin kullanım kararlarının planlamada eşitliğe ve şehircilik ilkelerine uygun olduğu, dava konusu planlarda, davacının sahibi olduğu parsellere ilişkin coğrafi belirlemelerin doğru yapıldığı, kıyı kenarında yer alan dava konusu parsellerin tamamının kamuya açık kullanımda kalmasını sağlayacak olan “park alanı” olarak belirlenmesinin ise kamu yararına daha uygun olduğu anlaşıldığından dava konusu imar planlarında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Arazinin yapısının dikkate alınmadığı, arazi üzerinde mevzuata uygun yapılaşmış tesislerin olduğu, komşu arazilere verilen yapılaşma haklarının kendilerine verilmediği planların mevzuata aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
… BAKANLIĞI SAVUNMASININ ÖZETİ: Bilirkişi raporunda yer alan tespitler doğrultusunda davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
… BELEDİYE BAŞKANLIĞI SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Muğla İli, Marmaris İlçesi, Osmaniye Köyü, … Mevkii, … pafta, …, … ve …. parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda … Bakanlığının … tarihli kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Marmaris ve Çevresi Turizm Alanı … Arkeolojik Sit Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının iptali istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 Sayılı İmar Kanunu’nun “Planların Hazırlanması ve Yürürlüğe Konulması” başlıklı 8. maddesinin (b) bendinde; “imar planları; nazım imar planı ve uygulama imar planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisince onbeş gün içinde incelenerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.” hükmü yer almaktadır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17.maddesinde “Bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı, bu alanda her ölçekteki plân uygulamasını durdurur. Sit alanının etkileşim-geçiş sahası varsa 1/25.000 ölçekli plân kararları ve notları alanın sit statüsü dikkate alınarak yeniden gözden geçirilerek ilgili idarelerce onaylanır. Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar söz konusu alanda üç yıl içinde koruma amaçlı imar planı hazırlatıp incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorundadır. Üç yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca gerekçeli olarak bu süre uzatılabilir. Uzatılan süre içerisinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları uygulanır. İlgili idareler, koruma amaçlı imar planını en geç iki ay içinde görüşür ve varsa değişmesini istediği hususları koruma bölge kuruluna bildirir. Koruma bölge kurulunda bu hususlar değerlendirilir ve kurul tarafından uygun görülen haliyle planlar ilgili idarelere onaylanmak üzere gönderilir. Planlar koruma bölge kurulunun uygun gördüğü şekliyle ilgili idarelerce altmış gün içinde onaylanmak zorundadır. Bu süre içinde görüşülmeyen ya da onaylanmayan planlar kesinleşerek yürürlüğe girer. Koruma amaçlı imar planının yürürlüğe girmesiyle geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ayrıca karar almaya gerek kalmadan ortadan kalkar. Koruma amaçlı imar plânları ve çevre düzenleme projelerinde yapılacak değişiklikler yukarıdaki usullere tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.,
İşlem tarihinde yürürlükte olan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 7.maddesinde Bakanlık; kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri içinde her ölçekteki planları yapmaya, yaptırmaya, resen onaylamaya ve tadil etmeye yetkilidir. Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinde Bakanlıkça yapılacak alt yapı ve planlama işlemlerine esas olmak üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarından istenilen bilgi, belge ve görüş 3 ay içinde verilir. Bu süre sonunda istenilen bilgi, belge ve görüşün verilmemesi durumunda ilgili iş ve işlemler Bakanlıkça resen tesis edilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte olan 03/11/2003 tarihli 25278 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde ve Turizm Merkezlerinde İmar Planlarının Hazırlanması ve Onaylanmasına İlişkin Yönetmelik’in 4.maddesinin h)bendinde ” Nazım İmar Planı: Onaylı halihazır haritalar üzerine jeolojik bilgiler ve varsa kadastral durum işlenmiş olarak; varsa üst ölçekli Kültür ve Turizm Gelişim Planlarına uygun biçimde hazırlanan farklı arazi kullanış biçimlerini, yapı ve nüfus yoğunluklarını, gelişme yön ve büyüklüklerini, ana ulaşım sistemini belirleyen ve uygulama imar planlarını yönlendiren zaman, mekan ve örgütlenme (uygulama) etaplarını belirleyen plan notları ve detaylı açıklama raporu ile bir bütün olan 1/2000 veya 1/5000 ölçekli düzenlenen planlar olduğu ,i) bendinde; Uygulama İmar Planı: Onaylı halihazır harita üzerine varsa kadastral durum, jeolojik bilgiler işlenmiş olarak, varsa üst ölçekli Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Planları ile nazım imar planı kararlarına uygun biçimde hazırlanan ve çeşitli arazi kullanım bölgelerinin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yaya ve trafik yollarını ve uygulama için gerekli imar programlarına ve imar uygulamalarına esas olacak uygulama etaplarını, esaslarını ve yapılaşmaya ilişkin tüm bilgileri ayrıntıları ile gösteren ve 1/1000 ölçekte düzenlenen detaylı açıklama raporu ile bir bütün olan planlar olduğu, belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının Dairemizin E:2019/12257 sayılı dosyası ile birlikte incelenmesinden; …Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün … tarihli, … sayılı yazısında, dava konusu plan teklifine ilişkin yapılan incelemede; “teklifin .. tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik” hükümleri ile, 16.07.2012 tarih ve 5035 sayılı “Korunan Alanlarda Plan İnceleme ve Sonuçlandırılmasına İlişkin Yönerge” ve Yönerge ekinde yer alan “Korunan Alanlarda Yapılacak İmar Planı Teklifi Usul ve Esaslarına” uygun olarak hazırlanmadığı, plan teklifine ilişkin hiçbir kurum görüşünün bulunmadığı, teklifin milli park sınırları içerisinde kalması sebebi ile alana ait Orman ve Su İşleri Bakanlığınca onaylanan Milli Park Gelişme Planı bulunup bulunmadığının belirtilmediği, bulunuyor ise bu kapsam ilgili kurumun değerlendirmesinin bulunmadığı, plan teklifinin bulunduğu alanda üst ölçekli planın bulunup bulunmadığı, var ise onaylı örneklerinin gönderilmediği, teklifin bu planlara uygun olup olmadığının belirtilmediği, plan teklifine ait tüm pafta, bilgi ve belgelerin içerisinde yer aldığı CD”lerin teklif dosyası içerisinde yer almadığı, … Valiliği’nce (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) teklife ilişkin görüş içeren teknik inceleme raporunun hazırlanmadığı, teklifin bulunduğu alana ilişkin onaylı jeolojik ve jeoteknik etüt raporunun bulunmadığı, teklifin sınırları içerisinde bulunduğu belediye ve büyükşehir belediyelerinin görüşlerinin bulunmadığı, plan müellifinin yetkilendirildiğine dair vekaletname ya da sözleşmenin bulunmadığı, plan teklifinde kalan sit alanlarına ilişkin alınmış kurul/komisyon kararlarının bulunmadığı, plan teklifinde kıyıda kalan kısımlar var ise, kısmi yapılaşmaya ilişkin belgeler ve buna dayanılarak hazırlanacak cephe hatlarını gösteren analiz paftasının bulunmadığı hususlarının tespit edildiği” ifade edilmiştir.
Öte yandan Muğla İli, Marmaris İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … pafta, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda, … Bakanlığı tarafından 23.07.2014 tarihli işlem ile onaylanan … ve Çevresi Turizm Alanı Kumlubük 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planına yapılan itirazın reddine dair … tarihli, … sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı işleminin iptali istemiyle açılan davada, …İdare Mahkemesinin …. tarihli E:…, K:… sayılı kararı ile; “dava konusu planlama sınırı içinde statüleri, mevzuattan gelen kısıtlamaları ve onama mercileri farklı olan üç farklı alan bulunmasına karşın, dava konusu planların “1. derece arkeolojik sit” ve “3. derece arkeolojik sit alanları” dışında kalan ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında belirlenmiş herhangi bir sit statüsü bulunmayan alanları da kapsayacak biçimde “Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı” başlığı ile hazırlanması ve onaylanmasının 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğu, doğal alan koruma ilkeleri geliştirilmesi gereken milli parklar, kültürel koruma ilkeleri geliştirilmesi gereken arkeolojik sit alanları ve turizm yatırımlarının özendirilmesi yönünde ilkeler geliştirilmesi gereken turizm alanları planlamasının, farklı planlama esasları ve stratejilerine dayanmak zorunda olması; dava konusu planlarda, “milli park ve turizm alanı” statülerine göre alanların onama sınırlarının lejant yoluyla ayrıştırılmış olmasına karşın, milli park içinde kalan alanlarda öngörülen arazi kullanım kararlarının ve özellikle ulaşım bağlantılarının, plan bütününde turizm alanı planlama kararlarını fiziksel olarak bağlayıcı nitelikte olması,dava konusu planlama alanı içinde, dava konusu onama işlemi dışında olup milli park statüsünde kalan alanlar için, “düşük yoğunlukta konut alanı”, “konaklama tesis alanı”, “günübirlik tesis alanı”, ”yönetim merkezleri” ve plan hükümlerinde konaklama ve konut yapılmasına olanak tanınan düzenlemeler bulunan “doğal karakteri korunacak alan” kullanımlarına yer verilmesi; Milli Park statüsünde olan alanları yapılaşmaya açan dava konusu imar planlarının bu yaklaşımının, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olması, milli park mevzuatı gereği milli parklar için öncelikle “Uzun Devreli Gelişme Planı”nın hazırlanması gerekmesi ve plan hiyerarşisi gereği, üst kademe plan hazırlanmadan alt kademe planın onaylanmasının, planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırılık oluşturması, dava konusu plan kapsamında olup milli park içine giren alanların, dava konusu onama kapsamı dışında kalması nedeniyle, onama kapsamına giren planlama alanında öngörülen kullanım alanlarına hizmet eden ulaşım bağlantılarının, büyük ölçüde milli park sınırları içinden geçecek biçimde kurgulanmış olması nedeniyle işlemez hale gelmesi, planlara ait plan açıklama notunda; kurum ve kuruluş görüşleri ile tarım ve orman gibi doğal alanlara ilişkin tespitlere ve Kanunlarla belirlenmiş çevre ve doğa koruma alanlarına ilişkin analizlere yer verilmemesi¸ araştırma ve plan kararlarını açıklaması gereken plan raporunun, imar, koruma ve turizm mevzuatında belirtilen kapsamda hazırlanmaması nedeni ile Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planının, planlama ilkelerine, şehircilik esaslarına, yasal mevzuata ve kamu yararına aykırı olduğu..” gerekçesi ile işlemin iptaline karar verilmiş, bahsi geçen karara yapılan istinaf başvurusu … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararı ile reddedilmiş olup bu kararda Dairemizin 16/03/2022 tarihli, E:2019/12257, K:2022/3128 sayılı kararı ile onanmıştır.
Bu durumda, yukarıda yer verilen hususlar gözetildiğinde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa, Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik hükümlerine, Korunan Alanlarda Plan İnceleme ve Sonuçlandırılmasına İlişkin Yönergeye ve Yönerge ekinde yer alan “Korunan Alanlarda Yapılacak İmar Planı Teklifi Usul ve Esaslarına” uygun olarak hazırlanmadığı, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığından dava konusu planların iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.