Danıştay 5. Daire, Esas No: 2021/2555, Karar No: 2021/4810

Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2021/2555 E. , 2021/4810 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2555
Karar No : 2021/4810

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : … Başkanlığı
Vekilleri : I. Hukuk Müşaviri ….
Hukuk Müşaviri ….

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde imam-hatip olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin …. tarih ve …. sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin …. Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: 657 sayılı Kanuna tabi bir memurun görevinden ihraç edilebilmesi için ihbar ya da suç şüphesi bulunması, usulüne uygun soruşturma yapılması ve savunmasının alınmasının zorunlu olduğu, her halükarda eylemden itibaren 2 yıl geçmişse söz konusu eylem sebebiyle ceza verilemeyeceği, idari süreç dışında meslekten çıkartılmanın tek yolunun adli makamlarca yürütülen bir soruşturma ve kovuşturma neticesinde 1 yıldan fazla kesinleşmiş hapis cezası ile cezalandırılmak olduğu, görevden ihraç işleminin sebep unsurunun eksik olması sebebiyle görevden ihraç işleminin hukuka aykırı olup iptali gerektiği, ByLock isimli programı kullandığının ispat edilemediği, bu iddianın ihracından en az dört ay sonra ortaya atıldığı, ihraç işleminin gerçekleştirildiği tarih itibariyle işlemin “sebep unsuru” oluşturmasının mümkün olmadığı, savcılık tarafından araştırma ve soruşturma yapılmasına rağmen kendisine ait kullanıcı adı, şifre içerik gibi bilgilerin elde edilemediği, Yargıtay içtihatlarına göre içerik, kullanıcı adı, şifre, tespit tutanağı gibi bilgi ve belgeler olmadığı hallerde detaylı HTS analizi ve karşılaştırmaları yapılmaksızın programın kullanıldığı kanaatine varılamayacağı, programı kullandığı iddia edilen tarihlerde kullanmakta olduğu cep telefonunun ilgili makamlar tarafından incelendiği ve ByLock ile ilgili hiçbir kayıt veya bulgu bulunmadığı, belgeler arasında tutarsızlık olduğu, kişilere haberleşmenin içeriğine ve mahiyetine bakılmaksızın sadece bir haberleşme programını kullandığı için müeyyideye tabi tutulmanın haberleşme hakkını ihlal edeceği, ihraç işleminin gerçekleştiği sırada ilgili idarenin elinde Bank Asya’da hesabı olduğuna dair hiçbir bilgi ve belge bulunmadığı, banka kayıtlarının Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre kişisel veri kapsamında olduğu ve mahkeme kararı olmaksızın elde edilemeyeceği, ihraç tarihinde Bank Asya bilgileri ilgili idarenin elinde olsa dahi bu durum “sebep unsuru” olarak alınamayacağı, söz konusu bankanın Türk hukuk sistemine göre kurulmuş yasal bir banka olduğu, dünyanın hiçbir yerinde bir banka müşterisi olmanın kamu görevinden çıkartılmak için sebep oluşturmayacağı, hesaptaki paranın büyük bir kısmının eşinin küçük çaplı ticari kazanımlarından olduğunu hem duruşmalarda hem de dilekçesinde belirtmiş olmasına rağmen kararın gerekçesinde bu hususun hiç tartışılmadığı, paranın geri kalan kısmının da arsa satışından elde edildiğini belirtmesine karşın mahkemenin eksik incelemesi sonucu hatalı değerlendirme yaptığı, yasal olarak kurulmuş ve faaliyet gösteren medya organlarını ücreti karşılığında takip etmesinin de işlemin sebep unsurunu oluşturamayacağı, çocuklarımın kayıtlı olduğu … Anadolu Lisesi ve … Üniversitesi Türk hukukuna göre kurulmuş ve faaliyet gösteren ilgili Devlet kurumları tarafından denetlenen resmi eğitim kurumları olduğu, hukuka uygun olarak faaliyet gösteren resmi eğitim kurumlarına çocuklarını kaydettirmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olmadığı gibi tarafına tanınmış bir hak olduğu, hakkında düzenlenmiş olan 03/10/2016 tarihli idari soruşturma raporunun da ihraç işleminin “sebep unsuru”nu oluşturmayacağı, söz konusu soruşturma raporunun kamu görevinden ihraç işleminden bir aydan fazla bir süre sonra hazırlandığı, hakkındaki mahkumiyet kararının da ihraç işlemim gerçekleştikten 19 ay sonra verildiği ve halen kesinleşmediği, Türk hukukuna göre 657 sayılı Kanuna tabi bir Devlet memurunun görevden ihraç edilebilmesi için belli bir “şekil”e uygun hareket edilip ihraç işleminin tesis edilmesi gerekmesine karşın bu şekil şartına da uyulmadığı, ihraç işleminin konu unsuru, yetki unsuru, amaç unsuru yönünden de eksik olması sebebiyle hukuka aykırı olup ve iptali gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : ….

Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… sayılı kararıyla kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek işin gereği görüşüldü:

Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.

… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 2712/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir