Danıştay 5. Daire, Esas No: 2021/1701, Karar No: 2022/2128

Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2021/1701 E. , 2022/2128 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1701
Karar No : 2022/2128

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Hukuk Müşaviri …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Somut olayda ceza hukuku anlamında bir suçlama ve ceza bulunduğu hususunda kuşku bulunmadığından ceza hukukuna ilişkin tüm ilkelerin ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin somut olayda uygulanması gerektiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bu yapının bir terör örgütü olmadığının belirlendiği, bu yapının terör örgütü olduğuna ilişkin yeni bir yargı kararına kadar bahse konu oluşumun yasal bir örgütlenme olduğu, hukuki güvenlik ilkesi gereğince bu kararda belirtilen eylemlerin tekrar yargılama konusu yapılamayacağı, bu eylemlerin sadece cemaatsel faaliyetler olarak değerlendirilebileceği, ceza yargılamasında suç olarak belirlenen eylemlerinin “non bis in idem” ilkesi gereği tekrar yargılamaya konu edilemeyeceği, 26/05/2016 tarihli MGK kararına kadar böyle bir terör örgütünden bahsedilemeyeceği, üstelik bu kararı verenin de bir yargı merci i olmadığı, dava konusu karar ile masumiyet karinesinin ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği, suç ve cezaların geçmişe yürütüldüğü, karar içeriğinde yer alan iltisak ve irtibat kavramlarının anlamlarının belirsizliği nedeniyle öngörülebilir de olmadığı, kanunilik ilkesi gereğince bir suçun tanımının sadece kanunla yapılabileceği, yargı makamlarının bu kavramları son derece geniş yorumladığı, öngörülebilir olmayan bir düzenlemenin kanun sayılamayacağı, ilk derece Mahkemesi kararında gerekçe alınan delillerin değerlendirilmesi başlığı altındaki gerekçenin hukuka aykırı olduğu, üyesi olduğu sendikanın KHK ile kapatılmasının örgütlenme özgürlüğünün ihlali anlamına geldiği, bu kapatılmanın OHAL’in gerektirdiği bir tedbir olmadığı, mezkur sendikanın terör örgütü üyesi olduğu yönünde verilmiş ve kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığı, üstelik sendika üyeliğinin kişisel veri niteliği bulunduğu, bylock delilinin güvenilirliğinin bulunmadığı, bylock verilerinin yasa dışı delil olduğu, dava konusu karar ile AİHS’de güvence altına alınan birçok hakkının ihlal edildiği, tesis edilen işlemin ölçülü olmadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket gösteren hiçbir somut delil bulunmadığı iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının “adli yardım” talebinin kabulü yönünde idare mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 335. maddesinin üçüncü fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşısında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, davacının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Bununla birlikte, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan davacı hakkındaki tespitler ile davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan;
“…Sanık hakkında tanıklık yapan E.K. özetle; sanığın üniversitede okuduğu zamanlarda kendi sorumluluğunda bulunan örgüte ait evlerden birinde kaldığını, sanığın örgüt içindeki görevinin KYK öğrenci rehberliği olduğunu, bu görevi kapsamında öğrencileri örgüte kazandırmaya çalıştığını, mezun olduktan sonra öğretmen olarak Gölbaşı ilçesine atandığını, bu aşamadan sonra sanığın örgüt içinde Gölbaşı öğretmen yapılanmasında yer aldığını, sanığın 2015 ve 2016 yıllarında örgüt içinde mahrem imam olarak görevlendirilmesinin düşünüldüğünü ancak mahrem imam olarak görevlendirilmediğini, 15 temmuz darbe teşebbüsüne kadar böyle bir görevlendirme yapılsaydı kendisinin bunu bilebilecek durumda olduğu…” beyanları da dikkate alındığında davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir