Danıştay 4. Daire, Esas No: 2021/1717, Karar No: 2022/1297
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2021/1717 E. , 2022/1297 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1717
Karar No : 2022/1297
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :…Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av….
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …- Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, ihtirazi kayıtla verilen 2018 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesine istinaden yapılan tahakkukun iptali ile fazladan ödenen 71.385.600,00 TL kurumlar vergisinin faiziyle iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davacı ve ortağı holding arasında, borç ilişkisi, alınan nakti kredi, davacı şirketçe ortak holdinge ödenerek sonlandıktan sonra, davacı tarafından ortağı holdingin öz kaynaklarından karşılanmak suretiyle (ortak tarafından, davacı banka hesaplarına nakit ödeme yapılarak) gerçekleştirilen nakti sermaye artışıyla ilgili, “davacının, örtülü sermaye müessesinin uygulamasından kaynaklanan külfetlere katlanmak istemediği, bu nedenle, yasaların tanımış olduğu indirim müessesesini kendi lehinde kullanarak peçeleme yapma ihtimali olduğu” yönündeki soyut iddia dışında, davacının indirimden yararlanmasına engel teşkil eden bir durumun bulunduğu veya indirim tutarının yanlış belirlendiği yönünde başkaca davalı iddiası ve tespitinin bulunmadığı, olayda, nakti sermaye artışının, öncesinde gerçekleşen örtülü sermaye artışından farklı bir hukuki muamele olduğu ve uyuşmazlığın da, örtülü sermaye iddiasından değil, nakti sermaye artışı nedeniyle indirim hesaplanıp hesaplanamayacağına ilişkin bulunduğu, nakti sermaye artışının ortak tarafından, borçlanılmak suretiyle değil, öz kaynaklarından nakten ödeme yapılmak suretiyle gerçekleştirildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı dikkate alındığında, sermaye artışının gerçekleştirilme yönteminin indirimden yararlanmaya engel bir hal teşkil etmediği, 2016 yılında gerçekleştirilen nakti sermaye artışı nedeniyle, indirim imkanından, takip eden yıllarda da yararlanılacağının Kanun hükmü gereği olduğu göz önünde tutularak, davacı tarafından, Kanunun 10/ı maddesinde öngörülen, sermaye şirketlerinin sermaye yapılarının güçlendirilmesi yönündeki amacı etkisiz kılacak bir peçelemenin gerçekleştirildiği yönünde tespitin de mevcut olmadığı anlaşılmakla, davacı adına gerçekleştirilen tahakkukun, Kanunun 10/ı maddesi uyarınca, indirimden yararlanılacak yıl için maddede belirtilen şekilde hesaplanan tutarın, kurumlar vergisi matrahından indirimi kabul edilmeyerek fazladan gerçekleştirilen dava konusu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf istemine konu karar, dava konusu tahakkukun iptaline ilişkin kısmına yönelik gerekçesi yönünden Dairelerince de hukuka uygun görülmekle ve davalı iddialarının kararın bu kısmının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf isteminin bu kısım yönünden reddine, faiz istemine gelince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4. maddesinde, diğer kanunların, bu Kanunda öngörülen orandan fazla temerrüt faizi ödenmesine ilişkin hükümlerinin saklı tutulduğu ve 213 sayılı Kanun’un 112. maddesinin 5 numaralı fıkrasında, vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin iadesinde, idarece sebebiyet verilen gecikmelerde uygulanacak faiz türünün tecil faizi olarak belirlendiği dikkate alındığında, davacının faiz isteminin, iadeye hak kazanıldığı tarih olan, beyannamenin verildiği tarihten itibaren üç aylık sürenin sonundan, iadenin gerçekleşeceği tarihe kadar kabulü gerektiğinden, iadesi gereken tutara, beyannamenin verildiği tarihten itibaren üç aylık sürenin sonundan, iadenin gerçekleşeceği tarihe kadar tecil faizi işletilmesi gerektiği, ancak, istinaf istemine konu kararda faizin türü 3095 sayılı Kanun uyarınca yasal faiz olarak belirlendiğinden ve davacı tarafından karara karşı istinaf isteminde bulunulmadığından, kararda hükmedilen faiz türünün, istinaf talebinde bulunan davalı idare aleyhine tecil faizi olarak değiştirilmesi mümkün görülmeyerek, istinaf isteminin iade ve faiz yönünden belirtilen gerekçelerle reddine ve iadesi gereken tutara, beyannamenin verildiği tarihten itibaren üç aylık sürenin sonundan, iadenin gerçekleşeceği tarihe kadar yasal faiz işletilmesine hükmetmek gerektiği, bu nedenle istinaf isteminin dava konusu tahakkuk yönünden kısmen reddine, dava konusu iade ve faiz talebi yönünden kısmen belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı vekili tarafından, davacının kurum sermayesine ilave aşaması ve sonraki aşamaları usulüne uygun gerçekleştirdiği ancak önceki aşamada yapılan işlemin örtülü sermayeden kaçınmak maksadı taşıdığı ve peçeleme mahiyetinde olduğu, şirket ortağından alınan ve öz sermayenin üç katını aşan kredinin örtülü sermaye olduğu, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10/ı maddesi uyarınca dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.