Danıştay 4. Daire, Esas No: 2019/3196, Karar No: 2022/1977

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/3196 E. , 2022/1977 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3196
Karar No : 2022/1977

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Eğitim Kurumları Yayıncılık ve Ticaret AŞ’nin kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2015/7-2016/6 dönemi kurumlar vergisi ve 2015/10-12, 2016/4-6. dönemleri geçici vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinde öngörülen tasfiyeye ilişkin işlemler yerine getirilmeden tasfiyenin sona erdiğinin kabulü mümkün olmadığından, 5520 sayılı Kanun’un 17. maddesinin 9. fıkrasında öngörülen asıl mükellefin tasfiye edilme koşulu gerçekleşmemiş olup, davacının bu aşamada şirket adına önerilen vergi ve cezalardan sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığından asıl borçlu şirketin Ticaret Sicilinden silinmeden önceki dönemlere ilişkin olarak davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mükellef kurumun OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile kapatıldığı, davacının … Eğitim Kurumları Yayıncılık ve Tic. A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi olduğu ve bu nedenle şirket borçlarından müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu, mükellef kurumun tüzel kişiliğinin sona ermiş olması sebebiyle yapılacak vergi tarhiyatının ve kesilecek cezaların tasfiye öncesi kanuni temsilciler adına yapılması gerektiği, asıl amme borçlusundan tahsil imkanı kalmayan amme alacakları için kanuni temsilci sıfatına sahip davacı adına vergi ceza ihbarnameleri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle, küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 365. maddesinde, “Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur.”, 367. maddesinde, “Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. ….Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir.”, “Temsil yetkisi” başlıklı 370. maddesinde de, “Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Bu hükümler uyarınca, anonim şirketlerde, temsil ve ilzam yetkisinin yönetim kurulu üyelerinden bir kısmına ya da müdür sıfatıyla üçüncü bir kişiye verilebilmesi mümkün olup, bu yetkinin verilmesi halinde asıl borçludan alınamayan vergi borçlarının tahsili amacıyla ancak temsil ve ilzam yetkisi taşıyan kişiler nezdinde takip yapılabilecektir. Dolayısıyla, yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen bu tür bir yetkisi bulunmayan kişilerin kanuni temsilci sıfatıyla şirket borçlarından sorumlu tutulabilmesi mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden, 18/04/2012 ve 06/05/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetelerinde yayımlanan Genel Kurul kararları ile davacının da aralarında bulunduğu beş kişinin üç yıl süre ile … Eğitim Kurumları Yayıncılık ve Ticaret AŞ’ nin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ve bu kişiler arasından yönetim kurulu başkanı olarak seçilen … ve muhasebe müdürlerinin münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığının ilan edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen hususlar birarada değerlendirildiğinde, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin başka bir yönetim kurulu üyesi ve muhasebe müdürlerine münferiden verildiği anlaşılan asıl borçlu şirket için önerilen vergi ve cezaların ilgili dönemlerde yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte şirketi temsil ve ilzama yetkili olmayan davacı adına tarh edilmesi ve kesilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından sonucu itibariyle Vergi Dava Dairesi kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir