Danıştay 4. Daire, Esas No: 2018/951, Karar No: 2022/719

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/951 E. , 2022/719 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/951
Karar No : 2022/719

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Birliği Üyelerinin Dayanışma, Yardımlaşma, Emeklilik Sandığındaki birikimlerini … Emeklilik ve … A.Ş. ile yaptığı sözleşme uyarınca bireysel emeklilik sistemine aktaran davacının, emekliye ayrılma talebiyle sistemden çıkması üzerine … Birliği Vakfından bireysel emeklilik sistemine aktarmış olduğu tutar üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisinin yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının yararlananı olduğu … Birliği’ndeki birikimlerinin 4632 sayılı Kanun’un geçici 1/5. maddesi uyarınca bireysel emeklilik sistemine aktarımında, aktarılan tutarların gelir vergisinden müstesna olduğu, dolayısıyla da aktarılan tutarlar üzerinden herhangi bir kesinti yapılamayacağı açık olmakla, davacıya iade edilecek tutar hesaplanırken söz konusu birlikten aktarılan tutarın tamamının anapara olarak dikkate alınması gerekmekte olup, bu durumda davacıdan … Birliğinden bireysel emeklilik sistemine aktarılan tutarlar üzerinden fazladan yapılan dava konusu gelir vergisi kesintisi işleminin iptali ile fazladan kesilen 141.138,57 TL’nin davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; ilgililer tarafından gerek emeklilik sandığına, gerekse sigorta şirketine ödenen tutarlara ait olarak elde edilen nema, faiz vb. gelir tutarları bakımından menkul sermaye iradı ve stopaja ilişkin hükümlere göre vergilendirme yapılacağından, davacının sistemde kaldığı sürede elde ettiği toplam 2.822.771,42 TL kar payı tutarı üzerinden %5 oranında gelir vergisi kesintisi yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bireysel emeklilik sitemine aktarılan tutar üzerinden vergi alınmayacağı; zira bu tutarın kar payı niteliğinde olduğu, kar payının ise emeklilik sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken tutar olduğu ve Gelir Vergisi Kanununa göre katkı payından vergi alınmayacağı, aynı Kanuna göre emekliliğe hak kazananlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarının verginin konusuna girdiği, bireysel emeklilik sistemine aktarılan tutardan yalnızca üç yıl içinde ayrılınması durumunda vergi alınacağının ise 4632 sayılı Kanunun geçici 1.maddesinde hüküm altına alındığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94. maddesinin 15/a bendinde, 75. maddenin 2. fıkrasının (15) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan menkul sermaye iratlarından gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiş, Kanunun “Menkul Sermaye İradı” başlıklı 75. maddesinin ilk fıkrasında; sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu, aynı maddenin 15/a bendinde ise, tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından on yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemelerin menkul sermaye iradı sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.
28/03/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun geçici 1. maddesinin 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Kanunun 41. maddesi ile getirilen ve 13/6/2012 tarih ve 6327 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile değişik 5. ve 6 fıkrası; yetkili organlarınca karar alınması kaydıyla, üyelerine veya çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu veya sair ticaret şirketleri nezdinde 16/4/2012 tarihi itibarıyla mevcut bulunan emeklilik taahhüt planları kapsamındaki yurt içi ya da yurt dışındaki birikimler ve taahhütlere ilişkin tutarların (plan esaslarına göre aktarım tarihine kadar mutat yapılan ödemeler nedeniyle oluşanlar dahil), 31/12/2017 tarihine kadar kısmen veya tamamen bireysel emeklilik sistemine aktarılabileceği hükmü yer almaktadır.
Aynı maddenin 6. fıkrasında; 5. fıkra kapsamında bireysel emeklilik sistemine aktarılan tutarların gelir vergisinden müstesna olduğu, Müsteşarlıkça uygun görülen programlı geri ödeme tutarları hariç, aktarım tarihinden itibaren üç yıl içinde katılımcı tarafından malûliyet ve ölüm haricindeki bir nedenle, aktarılan birikimlerin bir kısmının veya tamamının alınarak sistemden çıkılması durumunda, aktarım nedeniyle istisnadan yararlanılan tutar üzerinden yüzde 3,75 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı, 11. fıkrasında ise, bu kapsamda aktarılan tutarların aktarım sonrasında 193 sayılı Kanunun bireysel emeklilik sistemine ilişkin hükümleri çerçevesinde vergilendirileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasa hükümlerinin değerlendirilmesinden on yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemelerin menkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmış, bu hüküm menkul sermaye iradının tarifi ile birlikte değerlendirildiğinde, ödemelerden kastedilenin bireysel emeklilik sisteminde prim ödeyerek sistemden ayrılan davacıya ödenen tutarın (anapara dahil) tamamı değil, elde edilen gelir olduğu, dolayısıyla elde edilen gelirin menkul sermaye iradı kabul edilmesi ve tevkifatın bu miktar üzerinden yapılması gerektiği, yetkili organlarınca karar alınması kaydıyla, üyelerine veya çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu veya sair ticaret şirketleri nezdinde 16/04/2012 tarihi itibarıyla mevcut bulunan emeklilik taahhüt planları kapsamındaki yurt içi ya da yurt dışındaki birikimler ve taahhütlere ilişkin tutarlardan kısmen veya tamamen bireysel emeklilik sistemine aktarılan tutarların gelir vergisinden müstesna olduğu, aktarım tarihinden itibaren üç yıl içinde katılımcı tarafından maluliyet veya ölüm haricindeki bir nedenle aktarılan birikimlerin bir kısmının veya tamamının alınarak sistemden çıkılması halinde aktarım nedeniyle istisnadan yararlanılan tutar üzerinden yüzde 3,75 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı, aktarımdan itibaren üç yıl geçtikten sonra veya üç yıl içinde emeklilik veya maluliyet halinde sistemden çıkılması durumunda ise bireysel emeklilik sistemine aktarılan bu tutarın tamamı ana para olarak kabul edilerek herhangi bir vergi kesintisi yapılamayacağı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 4632 sayılı Kanunun istisna hükmüne ilişkin şartları taşıdığı anlaşılan davacıya yapılan ödemeden tevkifat yapılmaması gerektiğinden dava konusu işlemde ve davanın reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 14/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir