Danıştay 4. Daire, Esas No: 2018/9290, Karar No: 2022/113

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/9290 E. , 2022/113 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/9290
Karar No : 2022/113

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen …tarih ve …ve 28 nolu ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; dava …tarih ve …, …nolu ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılmış ise de dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davalı idarenin 08/03/2018 tarihli ek beyanından, iptali istenilen ödeme emirlerinin son iki rakamının dava dilekçesinde …ve …olarak belirtilmesi maddi hata olarak nitelendirilerek iptali istenilen ödeme emirlerinin …tarih ve …, …nolu ödeme emirleri olduğu kanaatine varılmış ve davalı idarenin …tarih ve …sayılı yazısında, davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin takipten kaldırıldığı bilgilerine yer verildiği ve buna ilişkin evrakların dosyaya sunulmuş olduğu, dava konusu uyuşmazlığın ortadan kaldırıldığı ve bakılmakta olan davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu edilen …ve …nolu ödeme emirlerinin davacı adına düzenlenmediği, davacının söz konusu ödeme emirleriyle ilgisinin bulunmadığı, 29 ve 30 nolu ödeme emirlerinin ise davacıya tebliğ edilmediğinden hukuk aleminde böyle bir işlem olmadığı, olmayan bir işleme karşı dava açılamayacağı belirtilerek Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davası, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabilecek davalar şeklinde tanımlanmıştır.İdari yargıda, idarenin kamu gücüne dayanarak yaptığı tek taraflı, kişilerin hukukunu etkileyen kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerin idari davaya konu olabileceği kabul edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 20. maddesinde, verginin tarhının, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden, vergi dairesi tarafından hesaplanarak, bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden idari bir işlem olduğu; 22. maddesinde, verginin tahakkukunun, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi olduğu; aynı Kanunun 34. maddesinde de, ikmalen ve re’sen tarh edilen vergilerin, içeriği 35. maddede gösterilen “ihbarname” ile ilgililere tebliğ olunacağı hükmü yer almış, 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayrı, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği, 377. maddesinde, mükelleflerin ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtilmiştir.
Bu hükümlere göre; vergi uyuşmazlıklarında kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem, içeriği Vergi Usul Kanununun 35. maddesinde gösterilen ihbarname ile tebliğ olunan tarh işlemi ile vergi kanunlarına aykırı hareket edenler adına, bu vergiye bağlı veya bundan bağımsız olarak kesilen vergi cezalarını konu edinen işlemlerdir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından …tarih ve …, …nolu ödeme emirlerinin dava konusu edildiği fakat davalı idarenin …tarih ve …-…sayılı ek beyanında dava konusu edilen …ve …nolu ödeme emirlerinin davacı adına düzenlenmediği, davacının söz konusu ödeme emirleriyle ilgisinin bulunmadığı, 29 ve 30 nolu ödeme emirlerinin ise davacı adına düzenlendiği fakat davacıya tebliğ edilmediği belirtilmiş, Mahkemece, dava dilekçesinde …ve …nolu ödeme emirlerinin dava konusu edilmesi maddi hata olarak değerlendirilerek …ve …nolu ödeme emirleri üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda, …ve …nolu ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilmediği, dolayısıyla ortada davacının hak ve menfaatini etkileyen türde ve idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem bulunmadığından temyize konu Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 12/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir