Danıştay 3. Daire, Esas No: 2019/2176, Karar No: 2022/2486
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/2176 E. , 2022/2486 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2176
Karar No : 2022/2486
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığı iddiasıyla yapılan vergi incelemesine defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Takdir komisyonu kararına done teşkil eden vergi tekniği raporunda davacının ilgili dönem matrahlarının eksik olduğuna ilişkin bir tespit ya da eleştiri bulunmadığı, bu nedenle matrah takdirini gerektirecek bir neden ortaya konulmaksızın vergilendirme tekniğine aykırı bir usulle takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının, katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonuna sevkinin, zaman aşımını durdurması mümkün bulunmadığından, 2016 yılında davacıya tebliğ edilen 2010 yılına ilişkin vergi ve cezaların 31/12/2015 tarihi itibarıyla zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle istinaf başvurusu reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Re’sen tarh nedeninin varlığı halinde, mükelleflerin matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilmesi ve takdir komisyonlarınca takdir edilen matrah üzerinden cezalı vergi salınmasının hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare iddialarının hukuka aykırı olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, sahte fatura kullandığından bahisle incelemeye alındığı, bu kapsamda 2010 yılına ait defter ve belgelerin ibraz edilmesine ilişkin 24/11/2015 tarihli yazının tebliğine rağmen yasal süresi içerisinde söz konusu defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi üzerine 2010 yılına ait katma değer vergisi matrahının tespiti amacıyla vergi müfettişinin 16/12/2015 tarihli yazısına istinaden 28/12/2015 tarihinde takdire sevk edildiği, başka bir inceleme elemanınca 12/10/2016 tarihli iş emri uyarınca takdir komisyonuna done olması amacıyla davacı hakkında düzenlenen 18/10/2016 tarihli vergi tekniği raporunu esas alan 08/12/2016 takdir komisyonu kararı uyarınca yapılan tarhiyatın 15/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde resen tarhiyat, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlanmıştır. Kanunun 74. maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, “yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak” takdir komisyonunun görevleri arasında sayılmış, komisyonun yetkilerini düzenleyen 75. maddenin birinci fıkrasında ise “72. maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisini haizdir.” kuralına yer verilmiştir.
213 sayılı Kanunun 113. maddesinde zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış, 114. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında ise vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımını mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Kanun’un 30. maddesine göre vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrah, takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceğinden, bu durumdaki bir mükellefin vergi incelemesine başlanılmadan önce takdire sevk edilmesine ve düzenlenen raporların takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamakla birlikte inceleme başladıktan sonra takdire sevk işleminin zamanaşımı süresini durdurduğundan bahsedilemez.
Yukarıda bahsedilen mevzuat hükümlerine göre re’sen tarh nedeninin varlığı halinde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği açık olup Vergi Dava Dairesinin takdir komisyonunun katma değer vergisi indirim yetkisi bulunmadığı yolundaki yargısında hukuka uyarlık bulunmamakla birlikte davacının 2010 yılı işlemlerinin incelemeye başlanmasından sonra, takdire sevk işleminin zaman aşımı süresini durdurmadığı dikkate alındığında, zaman aşımı süresinin dolmasından sonra tebliğ edilen ihbarnameler içeriği cezalı verginin zaman aşımına uğradığı görüldüğünden, yazılı gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.