Danıştay 3. Daire, Esas No: 2018/5714, Karar No: 2022/363

Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/5714 E. , 2022/363 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5714
Karar No : 2022/363

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Görme Engelliler Derneği’nin … İktisadi İşletmesi’nden alınamayan 2005 ve 2006 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacaklarının 2005 ve 2006 yıllarına ait yasal defter ve belgelerin 2010 yılında istenilmesine rağmen incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle işletme adına salınan katma değer vergisi ile 2005 ve 2006 yıllarında işletmenin elde ettiği kira gelirlerine karşılık bağış makbuzu düzenlenerek kayıt ve beyan dışı bırakılması sebebiyle salınan kurumlar vergisi ve bunlara bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezaları ile fer’ilerinden oluştuğu, davacının iktisadi işletmeden 09/04/2006 tarihinde ayrıldığı ve defter ve belgelerin ibraz edilmediği dönemde işletme ile hiçbir bağı bulunmadığı öte yandan 2006 yılı kurumlar vergisi beyannamesine ilişkin beyan döneminde kanuni temsilcilik sıfatına haiz olmadığı sabit olduğundan, ödeme emrinin 2005 ve 2006 yıllarına ait katma değer vergisi ile 2006 yılına ait kurumlar vergisi ve bunlara bağlı olan vergi ziyaı cezaları ile fer’ierinin hukuka aykırı olduğu, davacının 2005 yılında işletmenin kanuni temsilcisi olduğundan, bu dönemde kira gelirinden elde edilen hasılatın kayıt ve beyan dışı bırakılmasından sorumlu olduğu, işletme hakkında yapılan araştırma neticesinde hacze kabil mal varlığı bulunmadığı tespit edildiğinden ödeme emrinin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 2005 ve 2006 yıllarına ait katma değer vergisi ile 2006 yılına ait kurumlar vergisi ve bunların vergi ziyaı cezası ve fer’ileri yönünden dava konusu ödeme emri iptal edilmiş, 2005 yılı kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve fer’ileri yönünden ise dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri mütesessil sorumlu sıfatıyla düzenlenmiş ise de, davalı idarenin savunma ve istinaf başvurusu dilekçelerinde davacının 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca kanuni temsilci sıfatıyla takip edildiğinin belirtildiği ancak ödeme emrinde kanuni temsilci sıfatıyla takip edildiğine dair bir ibare bulunmadığı gibi ödeme emrinin yasal dayanaklarının da gösterilmediği ve bu haliyle ödeme emrinin usulüne uygun düzenlendiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davacı istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra ödeme emrinin değinilen kısmı iptal edilmiş, davalı idarenin istinaf başvurusu ise aynı gerekçeyle reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ödeme emri içeriği kamu alacaklarından beyana dayalı tahakkuk ettirilen vergi ve cezalar haricinde kalan kısmı, dava aşamasında olduğundan terkin edildiği, bu kısım bakımından karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin bu kısmının iptal edilmesi hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 02/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir